Fikri KAPAN : BİRLİĞİN GÜCÜ MÜ?

(Hakimiyet Gazetesi'nin resmi internet sitesidir)

BİRLİĞİN GÜCÜ MÜ?

Üzerinde bir şeyler yazmaya hazırladığım Ereğli Ticaret ve Sanayi Odası’nın “Birlik Yemeği” konusunda Demokrat’ta Doğan Gönüllü benden önce davranmış!
   Yine kendine has üslubu ile bir başka meslektaşı eleştiren Doğan’ın yazısının önemli bölümüne katılmak gerekiyor. Ancak, yazınım tümünde, fazlaca “iyimser” olduğunu vurgulamakta yarar var.
   İyimserliğinin de kötü bir yanı yok elbet. Çünkü, hedeflere ulaşmada öncelikli hissin “iyimserlik” olduğu muhakkak. Bundan dolayı; toplantı haberini yaptığımızda başlığını, “Bu toplantı çok konuşulacak” olarak belirlememiz, ne kadar isabetli başlık olduğunu da gösteriyor!
   Aynı gün (AA’daki görevim gereği) Osmanlı Çileği Festival etkinliklerini takibim nedeniyle katılamadığım birlik toplantısını arkadaşım Hüseyin Aksakal izledi.
   Mesleğin öğrenimi ile birlikte eğitimini de çok iyi almış konumuyla Hüseyin; toplantıyı, en küçük detayı dahi kaçırmadan haberlerine (ki, konuya ilişkin 3-4 ayrı haber yazdı) yansıttı.
   Zaten bu yansıtımdan dolayıdır ki, haber başlığı, “Bu toplantı çok konuşulacak” şeklinde çıktı.
   Ayrıca sohbetimizde paylaştığımız toplantıda ufak, tefek çatlakların olduğunu fark ettim!
   Toplantıda, CHP Milletvekili Ali Koçal’ın sert (bence gereksiz!) çıkışları ile Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık’ın, (her zamanki üslubuyla) ERDEMİRe sataşmasını bir kenara bırakırsak, sonucunun “iyi” dereceyle yorumlanması gerektiğini düşünüyorum.
   Elbette, AK Parti Zonguldak Milletvekili Fazlı Erdoğan- Posbıyık diyaloğunu bu toplantıya bağlamak yanlış olur!
   Çünkü, özellikle Erdoğan kanadı, yıllara dayanan ikili sürtüşmeye son vereceğini, her fırsatta bölgenin çıkarları için dostluk köprüsü kuracağını daha önce de dile getirmişti.
   Erdoğan’ın yeni tavrından ne çıkar diye sorarsanız, özetle şöyle denilebilir:
   “Siyasette kavganın, sürtüşmenin ne kişilere, ne partilere, ne bölgeye, ne de ülkeye çıkar sağlamayacağı!..”
   Bu düşünceyi, gelişmelere paralel aynı mı düşünüyorum?
   Hayır!!!
   Bu işin içinde daha başka bir şey var!
   Siyaset!!!
   Zira, yukarıdaki tırnakta yer alan düşünce geçerli olsaydı, yıllarca çevresi ile sürtüşen hatta kavga eden Posbıyık, bu kadar kişisel prim yapamazdı!..
   Dolayısıyla, bu sürtüşmeyi lehine iyi kullanan Posbıyık işin primini almış, Erdoğan ise gerek sunuşunu, gerekse pazarlamasını doğru yönetemediğinden zararını görmüştür.
   Peki, ikili diyaloğun gerçekten siyasi ayağı olabilir mi?
   Neden olmasın!..
   Bir yanda, (halen) CHP ile kan uyuşmazlığı ortada Posbıyık, diğer yanda her fırsatta (ki son Kent Konseyi Toplantısı’nda CHP ile ilgili sözleri ortada!) eşi Neriman Posbıyık’ın tavırları!..
   Diğer kanatta ise yıllardır verilen mücadelelere rağmen (kişisel yada kitlesel olumsuzluklardan) Ereğli Belediyesini alamayan AK Parti!..
   Bunlara, Posbıyık’ın halen devam eden belediye ile ilgili mahkemeleri (belki de yeni eklenecekleri!) katarsak, durum biraz daha netleşiyor sanki!.
   ***
   Tüm bu gelişmelerin altından neler çıkabileceğini elbette ilerleyen sürelerde daha net görebileceğiz.
   Bugüne baktığımızda ise günümüzde yaşanan gelişmelerin Ankara’ya olumlu yansıması, tarafların her fırsatta bir birlerine zeytin dalı uzatması “sanki” olumlu sinyaller verecek gibi görünüyor.
   Bizim de istediğimiz, son cümlede bütünleşiyor zaten.
   Yıllarca kavga-gürültü, siyasi yada kişisel çekişmelerden kaybeden Ereğli ve yakın bölgenin, bundan sonra hak ettiğini alması en büyük arzumuz değil mi?
   Kalın sağlıcakla…

2.07.2009 11:01:56

Bu yazı 1628 defa okunmuştur

Yazara ait tüm yazılar için tıklayınız