| |||
NEZAKET KURALLARI!Fikri KAPAN![]() Toplumumuzun bir özelliği de son derece misafirperver olmasıdır. Sevsin/sevmesin; İster evine, ister makamına gelenlere oldukça saygılı yaklaşan konumunu her zaman üst düzeyde tutan toplumumuzda, bu değerlerin uygulanması ve korunmasında özen gösteren kuruluş ve kişiler olduğumuza inanıyorum. Hakimiyet ailesi bünyesindeki personelimiz, girdiği her ortamda ‘olabildiğince’ nazik, nezaket kurallarını göz ardı etmeden tavır ve hareketlerini yönlendirir. Katıldığımız toplantı, etkinlik vs.’lerde kurumların, makamların ve makamları işgal edenlerin hassasiyetine özen gösterir, aldığımız aile terbiyesi ile birlikte mesleğimizin de saygınlığını en iyi şekilde yerine getirme çabası içinde oluruz. Eğer, girdiğimiz kurum Kaymakamlık makamıysa, hiyerarşik düzeni aşmadan, gerekli randevuları alır, kapıyı çalar içeri gireriz. Ziyaretimizin amacı haberse, aynı nezaket kuralları çerçevesinde sorumuzu sorar, aldığımız cevapla da dışarıya çıkarız. Bu durum, belediye başkanlığı Kaymakamlık idari müdürlükleri, Oda ve sendika ve dernek başkanlıkları, temsilcilikleri; hatta özel kurum ve kuruluşlarda da değişmez. Biliriz ki, Türk geleneği, aile terbiyesi ve meslek ilkeleri bunu gerektirir. *** Elbette ortaya koyduğumuz bu tablonun karşılığında da aynı tavrımızı koruruz. Yani evimize, işyerimize gelen misafirlerimize olabildiğince ‘özenli’ davranır, memnun kalmaları için gerekirse tavizler bile veririz! Çünkü biliriz ki, bu bir ziyarettir, gelenler de misafirdir! Varsa çayımızı ikram eder, olabildiğince de sıcak sohbetlerle geçiririz ziyareti. Konuşulanı dinler, (duruma göre) vermemiz gereken yanıtı verir, konuklarımızın memnuniyetle ayrılmalarını sağlarız. *** Tabi ki, bu uygulamalarımızın karşılığında da aynı olgunluk, iyi niyet ve dürüstlük bekleriz! Gelen konuk ya da misafirin ‘adam’ gibi oturup, sohbetini de ona göre yapmasını isteriz! (Varsa) hırsımıza yenik düşmediğimiz gibi gelenin, de öyle olmasını bekleriz! Bu istek ve beklentilerimizin çoğunlukla gerçeğe döndüğünü rahatlıkla yazmam mümkün. Çünkü bu topraklarda yaşayan her bireyin bizler gibi düşündüğünü; Türk toplumunun aile geleneğinde saygı ve sevgi ön planda tuttuğunu, büyüğün küçüğe gösterdiği sevginin, küçüğün de büyüğe saygısı ile bütünleştirdiğini bildiğini bilir, inanırız. Ancak, bazıları vardır ki, altında ezildikleri “Bencilik”, “küçük-büyük tanımamazlık”, “kişiye ya da topluma saygı nedir bilmemezlik”, beraberindekileri yok sayarcasına tavır içinde olurlar! Böylelerine üzülmeyiz de, yanında sıkıntı çekenlere üzülürüz! Böylelerine, her ne kadar (yine de) haddimizi aşmadan uğurlamaya çalışsak da, haddini bildiririz! İnsanlar yaşlanabilir; Yaşlılar da genç kuşağın aynasıdır. Ama yaşlılığında bile ‘egolarını tatmin için’ hala çırpınıyorsa!.. Orası da bizi ilgilendirmez! 23.01.2009 09:58:17 Bu yazı 2105 defa okunmuştur Yazara ait tüm yazılar için tıklayınız
![]() ![]() YORUM EKLE
![]() 23.01.2009
kazım gül diyor ki;değerli yorumcu Fikri abim yazılarını keyifle okuyorum anlaşıldı biri gene seni kızdıracak bir şey yapmış ![]() 24.01.2009
ereğli diyor ki;yazılarımın yayınlanması için posbıyığı kötülemem mi lazım? |
![]()
Şu anda 17 kişi online
Toplam ziyaret : 81.493.019 ![]() ![]() Devamını oku » 10.03.2025 10:24:15 tarihinde yazıldı 955 kez okundu ![]() Devamını oku » 15.04.2025 11:45:12 tarihinde yazıldı 272 kez okundu ![]() ![]() Devamını oku » 11.02.2025 13:02:26 tarihinde yazıldı 747 kez okundu |