Fikri KAPAN : ERDEMİR’İN ATATÜRKÇÜLÜĞÜ!

(Hakimiyet Gazetesi'nin resmi internet sitesidir)

ERDEMİR’İN ATATÜRKÇÜLÜĞÜ!

Yerel basını takip edenleriniz bilir; bir yerel gazetenin 30 Ağustos Zafer Bayramı’na katılımın azlığını konu eden ‘yorum-haber’ini takiben, kurum ve kuruluş başındaki kişilerin de görüşleri ile sürdürmesi elbette doğal bir habercilik anlayışıydı.
   Zaman zaman bizlerin de yaptığı gibi, toplumun genelini kapsayan, hele hele de Milli duyguların yaşandığı özel günlerin en iyi, en coşkulu geçmesine zemin hazırlayan haber, yorum ve yazıları kabullenmek gerekir.
   Ancak, önemli olan (mesleğimizin de gereği) yapılan eleştiri, verilen tepkilerin ‘haddi’ne göre yapılması, doğacak sonuçların da yine topluma fayda sağlanmasıdır.
   ***
   Ereğli’de gazetecilik mesleğinin eskilerinden Eyüp Bektaş, köşe yazısında ‘tamamen kendini bağlayan’ yorumuyla eleştiride bulunmuş.
   ‘Bayram Firarileri’ başlığını taşıyan yazısında, bir çok kurum ve kuruluşu olduğu gibi Ereğli Demir ve Çelik Fabrikaları (ERDEMİR) eski genel müdürlerini övmüş, bugünkü yöneticileri ise eleştirmiş!
   Özellikle vurguladım ki; ‘tamamen kendi yorumu’ olan Bektaş’ın bu köşe yazısını, ERDEMİR’den ‘tekzip’i andıran ancak, normal yolla açıklama gibi gönderilen bir cevabi yazı takip etti.
   Yazı, aynı zamanda ilçedeki diğer tüm yayın kuruluşlarına da yollanmıştı.
   Ben kullanmadım!
   Bir çok yayın kuruluşu da kullanmamış!..
   Kullananlar da olmuş; kullanılabilir!..
   Mesleğin ilkeleri arasında vardır; Bir yazıya yanıt, aynı yayın kuruluşunda verilir!..
   Ancak, cevabi yazının bir başka yayınlarda yer alması, artık konunun, kamuoyunun geneline yayıldığı anlamı taşır ve kullanılabilir!
   ***
   Böyle düşündüğümden, bir şeyler karalamak, işin doğru yanını bulmaya çalışmak istedim.
   Bektaş haklıydı. Çünkü Zafer Bayramı törenlerine katılım oldukça azdı.
   Bektaş haksızdı. Bunu, üzerine basa basa ERDEMİR’e mal etmemeli, Atatürkçü’lüğünü tartışmaya açmamalıydı!
   Özellikle de geçmişte görev yapan genel müdürlerin isimlerini kullanarak!..
   Kaldı ki, her birimizin (fırsat buldukça!) eleştiri yağmurun tuttuğumuz ERDEMİR’e, yine bizlerin ne kadar sahip çıktığı!..
   Kaldı ki, her birimizin (kesinlikle) kabul ettiği gerçek; Ereğli’ye yerleştirdiği ikinci bir kültür. Yani ERDEMİR Kültürü…
   Kaldı ki, 1970’li yılların başlarında açılan TED Koleji, Anadolu Lisesi binaları ile daha bir çok okul binasını yaptıran, bir çok okula Atatürk Büstü; limanında, Göztepesi’nde, Askeri’ye dalgalanan dev Türk Bayrakları’nın finansörü…
   Daha da çoğaltılabilecek bu tür etkinlik, organizasyon ve katkıları bir kenara bırakarak; ERDEMİR ya da yönetiminin, ‘Ne kadar Atatürkçü?’ ya da ‘değil’ini tartışmamalıyız diye düşünüyorum.
   ***
   Elbette ERDEMİR’in, bu tür özel dönemlerde ortaya koyacağı tavır, Ereğli’yi ve halkını yakından ilgilendirir, ilgilendirecek.
   Elbette, şirkette olası olumsuzluklar, mesleki ilkeler çerçevesinde eleştirilecek. Yaratılan güzellikler sahiplenilecek.
   Bu tür eleştirilere hakkı olanların ön saflarda yer alacağı isimlerden biri de elbette Bektaş’tır.
   Tabi, boyutlarını, hedefini, amacını, arzusunu ve istemini en iyi üslupla yapılması gerçeğini de unutmayalım.

6.09.2008 09:45:03

Bu yazı 2000 defa okunmuştur

Yazara ait tüm yazılar için tıklayınız