| |||
DEĞERLERİMİZE SAHİP ÇIKALIM...Fikri KAPAN![]() 1994 ya da 1995’de yapılan, Osmanlı Çileği, Kültür ve Sanat (Bugünkü adı Karadeniz Ereğli Uluslararası Sevgi, Barış, Dostluk, Kültür ve Sanat) Festivali etkinlikleri kapsamında, Çeştepe’de güzel bir piknik düzenlenmişti. Vatandaşların evlerinden çeşitli yiyeceklerle katıldığı piknikte, Ereğli’ye özgü çeşitli şarkı ve türkü sesleri duyuyordum. Bu şarkı ve türküleri çalan ve seslendirenler, Ereğli’de yetişmiş, tarihini iyi bilen kişilerden oluşuyordu. Çaldıkları müzik aletlerinde tüm ustalıklarını gösteriyorlar, şarkı ve türküleri de kelimenin tam anlamıyla ‘Ereğlili’ şivesiyle seslendiriyorlardı. Saatlerce onları dinlediğimi hatırlıyorum… Aradan seneler geçti, festivalin ismi bile değişti ancak bir daha o insanları göremedim, dinleyemedim. *** Önceki gün eşimle birlikte turluyorduk, Nezih Bayar aradı; “Fikri, neredesin… Eğer müsait olabilirsen 5 dakikalığına uğrayıversene… Sanat Kurulu Derneği’ndeyiz… İlerleyen saate rağmen aklıma takıldı ya(!) uğramasam olmaz! Daha kapıdan girer girmez, gözümün takıldığı birkaç kişiyi görünce heyecanlandım. Büyüklerim, Durmaz, Mehmet, Ünal, Ertan ağabeylerimle, Mehmet Ali öğretmen; orta ve lise dönemimden Suat abi, Avni, İlhami, çocukluk arkadaşım İzzet ve isimlerini sonradan öğrendiğim, Okay, Halk Eğitim Müdürlüğü’nden Cihangir öğretmen… Değerli büyüğüm İlker (Durusoy) ağabeyimizin yaş gününü kutluyorlarmış! Nezih Ağabey, beni tanıştırmaya kalktı; tanımayan bir iki kişi çıkınca utangaç bir sevinç kapladı içimi!.. Bu arada Mehmet Ağabey ud, Cihangir öğretmen saz, İlhami de darbuka çalıyordu. Ertan ağabey ise yılların tecrübesiyle belki de bir çoğumuzun bilmediği Türk Sanat Müziği’nden eserler okuyordu. Bayar’ın uzattığı mikrofondan haddim olmayarak, (bildiğim kadarıyla!)“Dönülmez Akşamın Ufkundayım…” eserini söyledim! İyi de alkış aldım dersem abartmam!.. Ertan Ağabey, gençliğinde TRT’ye müracaat ettiğini, açık hava konseri şeklinde düzenlenen seçmelere katılacağı gün yaşanan fırtınanın buna engel olduğunu, Mehmet Ali öğretmen de, Türk Sanat Musıkisi’ni Ereğli’de sevdiğini anlattı… Cihangir öğretmenin (ki çok büyük eksiğim) Halk Eğitim’de görev yaptığını orada öğrendim. Kendisine, en kısa sürede ziyaret sözü verdim. Suat Önder’in verdiği birayı yudumlarken, bir yandan da karşımda duran tabloyu tarihleştirmek istiyordum; yaptım da!.. Bugünkü Hakimiyet’in, “Kareden Yansıyan” köşesinde yayınlayarak… *** Kısacık sürede o kadar çok şey yaşayıp, öğrendim ki; en güzeli de geçmişte katıldığım piknikte dinlediğim o muhteşem insanları anımsamam oldu. Büyük eksiğimizdir diye düşünüyorum da, acaba böylesine ilçe tarihinde önemli yeri olan insanlarımızı nasıl bir araya getiririz? Önümüzdeki festival etkinlikleri dahil, belli sürelerde gerçekleştirilecek küçük çaplı organizasyonlarla Ereğli tarihini topluma anımsatmak, değerli büyüklerimizi hatırlamak nasıl olur sizce? 10.06.2008 09:49:15 Bu yazı 1775 defa okunmuştur Yazara ait tüm yazılar için tıklayınız
![]() ![]() YORUM EKLE
![]() |
![]()
Şu anda 21 kişi online
Toplam ziyaret : 81.483.159 ![]() ![]() Devamını oku » 10.03.2025 10:24:15 tarihinde yazıldı 951 kez okundu ![]() Devamını oku » 15.04.2025 11:45:12 tarihinde yazıldı 263 kez okundu ![]() ![]() Devamını oku » 11.02.2025 13:02:26 tarihinde yazıldı 744 kez okundu |