Müjdedir ki, tüm dünyada genel olarak mide kanser sıklığı azalmaktadır. Bunun önemli nedenleri olarak sigara tüketiminin azalması, Helikobakter pilorinin yaygın tedavisi ve toplumda genel olarak daha sağlıklı diyet tüketim bilincinin gerçekleşmesidir diyebiliriz. Ancak, altını çizmekte fayda var ki, 1995 yılından beri erken yaş (45 yaş altı) mide kanser sıklığının arttığını biliyoruz. Üstelik bu hastalarda, mevcut şikayetlerine yönelik olarak, hiçkimsenin genç yaş mide kanseri olasılığı düşünmediği için hastalık daha ileri evrede tespit edilmektedir. Bu hastalarda ayrıca taşlı yüzük hücreli dediğimiz kötü ve mide çevresine ve lenf nodlarına hızlı yayılan bir kanser türü olduğunu unutmayalım.
Genel olarak mide kanseri için riskler; aşırı tuzlu gıdalar, işlenmiş gıdalar, yoğun sigara ve alkol tüketimi olarak sayılabilir. Belli bir oranda ise uzun süreli helikobakter pilori enfeksiyonu ilişkili midede farklı bölgelerde çoklu atrofi dediğimiz mide epitelinin kaybolması, yoğun intestinal metaplazi gelişmesi mide kanseri için risk taşımaktadır. Ayrıca, midede adenom patolojisinde gösterilen polipler, pernisiyöz anemi varlığı, çok uzun süreli yüksek doz proton pompa inhibitor kullanımı mide kanseri için risk nedenleri içinde kabul görmektedir. Erken yaş mide kanseri artık daha sık saptanmaktadır. Nerdeyse tüm mide kanserlerinin üçte birinden daha fazlası, erken yaşta saptanmaktadır. Mide kanseri gelişimi için erken ileri yaş farketmeden genetik riskler önem taşımaktadır. Erken yaş mide kanseri olgularında ise genetik risk faktörleri ileri yaş mide kanserleri olgularından daha farklıdır. Muhtemelen bu risklere sahip olgularda çevresel riskler birleşince kanser gelişmektedir.
Eğer genç bir olguda iştahsızlık, mide ağrısı (hafif olabilir), yutma güçlüğü, çabuk doyma, şişkinlik, kusma isteği, yoğun reflü, kilo kaybı, ağızdan kahve telvesi gibi veya makattan zift gibi kanama, karında ele gelen sertlik, köprücük kemiği üstünde, koltuk altında veya göbek yakınında ele gelen yumrular saptanırsa bütün bu bulgular mide kanser olasılığını akla getirmelidir. Bu durum mümkünse hemen karın ulstraonografisi ve endoskopi gerekliliğini oluşturmaktadır.
Şimdi bu durumun gerçek yaşamdan yansıması olan ve yeni tanı koyduğumuz 28 yaş, bir ekek hastayı sizlerle paylaşmak isterim. Bu hastamız aylardır, kilo kaybı, iştahsızlık, mide ağrısı ve yeni başlayan sarılık sorunları ile bize gelmiştir. Bu bulgularla hastamıza hemen endoskopi ile bakıyoruz. Midenin çıkışına yakın alanda antrum dedğimiz kısımda 5-6 cm lik sert tümör yapısını görüyüruz (Foto 1-video). Buradan aldığımız biyopside mide adenokanser tanısı konuluyor. Böylece, hastamız bize geldikten 1 gün sonra tanısı netleşiyor. Tümörün karaciğer merkezine bölgesel olarak yayıldığını anlıyoruz ve ERCP ile tıkalı safra ağacını açıyoruz. Tümörü henüz bölgesel yayılmış olan bu hastamızın halen tek tedavisi akıllı ilaç protokolleriyle uygulanacak kemoterapi ve ardından ihtimal olursa ameliyat tedavisinin gündeme gelmesidir. Ağrı, iştahsızlık, kilo kaybı gibi sorunların yaştan bağımısız olarak dikkat edilmesi gereken alarm bulgular olduğunu hatırlatır, sağlıklı bir hayat dilerim.