İŞÇİSİN SEN İŞÇİ KAL...TUĞBA ARSLAN TAMİRCİ
Emek ve Dayanışma Günü olarak bilinen işçi ve emekçiler tarafından dünya çapında kutlanılan 1 Mayıs işçi ve emekçiler gününü kutladık geçtiğimiz günlerde.Türkiye’de ilk kez 1923''te resmî olarak kutlanmış ve 2008 Nisan''ında, "Emek ve Dayanışma Günü" olarak kutlanması kabul edilmiştir. Ve bununla birlikte 27 Nisan 2009 itibariylede 1 Mayıs resmi tatil ilan edilmiştir. İşçilerin ortak bayramı olan 1 Mayıs ABD''de işçilerin, günlük çalışma sürelerinin 8 saate indirilmesi için 1884''te başlattığı mücadeleyle ortaya çıkmış 1886''da başlatılan kitlesel grevlerle yaygınlaşarak küresel nitelik kazanmış ve böylece tüm ülkelerde kutlanmaya başlamıştır. İşçilerin, günlük çalışma süresinin düşürülmesi için verdiği mücadeleden doğan 1 Mayıs şimdilerde birlik dayanışma ve haksızlıklarla mücadele günü olarak kutlanmaya devam edilmekte.Nasıl kutlanıyor diye bir düşünürsek geniş güvenlik önlemleri gözaltı gibi olumsuzluklarda maalesef 1 Mayısın gerçekleri...Belki sizlerde denk gelmişsinizdir bu hikayelere mesela 1 Mayıs 1977...O gün Taksim''de söylenenlere göre 34 kişi ölmüş yüzlerce kişi yaralanmış.Vurulmanın dışında izdiham sırasında nefes alamadığı için boğularak ya da ezilerek ölmüş insanlar.Düşünüldüğünde emeğin günü bunu kutlamak çok değerli ama böyle değil... Bu yıl covid sebebiyle tam kapanmaya denk gelen 1 Mayıs kutlamaları geçen sene olduğu gibi yasaklandı.Önlemlerle birlikte sadece sembolik olarak gerçekleştirildi. Gelin Cem Karacanın şarkısıyla taçlandıralım yazımızı ama öncesinde besteleyen Özsan ,bakın ne diyor, Bazen sözü müziğe, bazen de müziği söze göre düzelttim. Ayrıca 1 Mayıs’ı konu alan bir marşın coşkulu olması gerekiyordu. Kaldı ki, ben çocukluğumdan beri hep coşkulu, heyecanlı bir kişi oldum. Bu benim müziklerime de yansıyor. Burada en güzel şey o heyecanı halkın da yakalayabilmesi. Zaten bir besteci niye yapar besteyi? Duygusu karşıya tam ulaşsın diye... Dokunmak için yapar. Bu konuda başarılı olmak beni tabii ki çok mutlu ediyor. '' Ve Cem Karaca çoşkuyla seslendiriyor;
gönlüme bir ateş düştü yanar ha yanar yanar Ümit gönlümün ekmeği umar ha umar umar elleri ak yumuk yumuk ojeli tırnakları Nerelere gizlesin su avcun nasırları Otomobili tamire geldi dün bizim tamirhaneye Görür görmez vurularak başladım ben sevmeye Ayağında uzun etek dalga saçları Ustam seslendi uzaktan oğlum al takımları bir romanda okumuştum buna benzer bir şeyi Cildi parlak kağıt kaplı pahalı bir romandı ne olmuş nasıl olmuşsa aşık olmuştu genç kız Yine böyle bir durumda tamirci çırağına Ustama dedim ki bugün giymeyim tulumları Arkası puslu aynamda taradım saçlarımı Gelecekti bugün geri arabayı almaya o romandaki hayali belki gerçek yapmaya Durdu zaman durdu dünya girdi içeri kapıdan Öylece bakakaldım gözümü ayırmadan Arabanın kapısını açtım girsin içeri kalktı hilal kaşları sordu kim bu serseri Çekti gitti arabayla egzosuna boğuldum Gözümde tonurcuk yaşlar ağır ağır doğruldum Ustam geldi sırtıma vurdu unut dedi romanları İşçisin sen işçi kal giy dedi tulumları İşçisin sen işçi kal işçisin sen işçi kal... Sağlıkla mutlu kalın....
@tugbaarslantamirci
5.05.2021 12:53:32
Bu yazı 823 defa okunmuştur
Yazara ait tüm yazılar için tıklayınız
|
|