EREĞLİ’NİN ANKARA LOBİSİ… ŞEKER’İN TUTUMU!..

Hep deriz ya; İli Zonguldak’ta ‘itilmiş’ halde bulunan Ereğli’nin, Ankara lobisi ise hiç olmadı.

Bu ‘Olmayış’ın sebebi;Türkiye’nin Başkenti’nde yeterince “Ereğlili” olmamasından mı kaynaklanıyordu, yoksa var olanların iyi değerlendirilmemesinden mi..!

Son dönemlere baktığımızda bu soru işareti sanki “var olanların iyi değerlendirilmemesi” gibi geliyor bana…

Halbuki, Başbakanlık’ta, Bakanlıklarda, siyasi partilerin merkezlerinde, sivil toplum kuruluşları genel merkezlerinde çok sayıda bölge insanının olduğu biliniyor.

***

Aslında Ereğli, tarihine not düşülmesi gereken bir gerçeği, geçtiğimiz yakın yıllarda yaşadı.

Ülkenin ilk yassı çelik üreticisi, Ereğli Demir ve Çelik Fabrikaları’nda (Erdemir) yetkili Türk Metal Sendikası Şube Başkanı görevini sürdürürken, ülke genelinde üye sayısı 200 bina yaklaşmış bir Türk Metal’in Genel Merkez Yönetimine, ardından da Genel Başkan Yardımcısı olan Yusuf Ziya Odabaş…

Hiç de küçümsenmeyecek bu yükselişin alkışlanması gerektiği gibi, seçildiği ve atandığı makamın ağırlığını, gücünü de görmezden gelmek doğru olmaz.

Türk, hatta, Avrasya’da “işçi Sınıfının Lideri” pozisyonundaki bir sendikanın  Genel Merkezi’ne, bir ilçedeki şube başkanı seçilecek; seçildiği bu görevde üstlendiği sorumluluklara bakıldığında da, önceki yıllarda, belki de aynı göreve birkaç kez seçilen yöneticilerin sorumlulukları olacak!!!

Denir ya; ‘Her babayiğidin yiyeceği bir halt değil”

Türk Metal Genel Başkanı Pevrul Kavlak’ın Ereğli Şubesi’ne nasıl baktığını yine yakın yıllarda gördük.

Kavlak, (aralarında 30 Mart 2014 yerel seçimlerini de sayabiliriz) Yusuf Ziya Odabaş’tan gelen teklif ve taleplerin hemen hemen tamamına “evet” demiş, onay vermişti.

Erdemir’deki son sözleşme döneminde bile birkaç kez geldiği ilçede, işçiye ‘siz ne isterseniz o olacak’ diyerek ayrı bir güvenceyi vermişti.

Böyle bir ortam varsa, Ereğli bundan daha fazla neden yararlanmasın ki?

***

Geçtiğimiz hafta yaptığımız iki ayrı haber dikkat çekiciydi.

Odabaş’a, Ereğli’den ziyaretler bir ara duraksamışken, bir dönemler eski Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık’ın ‘vazgeçilmezleri’ eski belediye Başkan Yardımcısı belediye meclis üyesi Turan Çınar ile eski Belediye Meclis Üyesi Erol Çivici’nin ‘sürpriz’ denilebilecek Odabaş ziyareti haberlere yansıdı.

Bir gün geçmeden, bu kez de yine CHP’nin bölgedeki 3 Belediye Başkanı; Nuri Tekin, Gökhan Demirtaş ile Mustafa Aydın’ın Odabaş’ı ziyareti sayfalara yansıdı…

Tekin ile demirtaş ziyaretlerini, Odabaş ile önceden başlayan yakın dostlukları dolayıyla ‘normal’ karşılayabilirsiniz ancak, seçilmesinin ardından Posbıyık’tan ayrı hareket etmeyen Kandilli Belediye Başkanı Aydın’ın da karede yer alması haberi daha da ilginçleştiriyordu!

***

Kötü mü oldu, iyi mi oldu henüz bilmiyoruz. Bildiğimiz şu ki, geçmişin üzerine çekilen süngerlerle birlikte, gelecekte Ereğli için nelerin yapılabileceğinin düşünülüyor, konuşuluyor, tartışılıyor olması, bu ve benzer ziyaretleri ‘iyiye yormamız’ gerektiğini gösteriyor.

Ben, öncekiler gibi bu son ziyaretlerin de ‘siyasi amaçlı olmadığına’, gelecek için Ereğli’de neler yapılabilir, Başkent’te iyi bir ‘Karadeniz Ereğli Lobisi oluşturulabilir mi’ yönünde bir gelişme olacağını düşünenlerdenim.

Yoksa, kanın bir defteri tekrar açmanın kimseye faydası olmayacağını ben gibi herke biliyor!

ŞEKER’İN TUTUMU

Çocuk denilebilecek yaşlarından tanıdığım MHP Ereğli İlçe Başkanı Talat Şeker’in, bu hallere geleceğine inanın, ki inanmazdım!

Ses tonu dahil ağır başlı, oturaklı, duruşuyla karizmatik izlenim bırakan Şeker, üstlendiği göreve seçildiği ilk günlerdeki mütevazılığıyla da kamuoyunda epeyce sempati toplamıştı.

Tam da bu sıralarda, (yaklaşık 3 yıl önce) Organik bağları bulunan Ülkü Ocakları Eğitim Vakfı Ereğli Şube Başkanlığı’na atanan Mehmet Gencer Kamiloğlu ve yönetiminin, Ocak bünyesinde yarattığı değişim, partiye de olumlu yansıyordu.

Hatta Başkan Kamiloğlu, mesleğinin de ağırlığı,yönetimi ile uzlaşma içinde yaptığı çalışmalarla adından sıkça söz ettirmeye başlamıştı.

***

18 Maddelik Anayasa değişikliğine ilişkin referandum gelişmeleri, MHP’yi iyice bölmüştü. İşte ne olduysa, MHP İlçe başkanı Talat Şeker’e bir şeyler oldu!!!

Parti tabanının önemli bölümünün ‘hayır’ diyeceği söylemlerine bir de Ülkücülerin çoğunluğunun da ‘hayır’dan yana olduğunu öğrenmesi, zaten üstlendiği yükün ağırlığını çok taşıyamayan Şeker’i iyice değiştirdi!

Ocak Başkanı Kamiloğlu’na dahi bu konuda ağır sözlerle sitem edecek kadar işi ileriye götürdü; yetmedi, Ülkü Ocakları’nda görev değişikliğinin de sorumlusu olarak gösterildi!

Üzüldüğüm ise Şeker, kendisine söylemediğim sözlerle; Eski Ocak Başkanı Kamiloğlu’na ‘hayırcı’ yakıştırması yaptı. Hem de ne sözlerle!!!

Aldığı eleştirilerle kendini iyice kaybettiğini sandığım MHP İlçe Başkanı Şeker, şahsımın ağzından duymadığı sözleri ‘olmuş gibi’ kullanmasını çok ayıpsadım.

Benim tanıdığım Talat Şeker bu değildi!!!

***

Şeker, bu tutum ve tavırları ile partisine de kendisine de ne kadar büyük kötülük yaptığını henüz farkında değil.

Sırf Genel Başkanı Devlet Bahçeli istiyor diye ‘evet’i savunmakla kalmayan Şeker, bu görüşü savunmayan partililerini ‘vatan hainliği’ ile suçlayacak kadar ileriye götürebiliyor.

Yazık!!!

‘Evet’i savunabilirsin, ancak ‘hayır’ı savunanlara böyle yakıştırmalar yapman ne şahsına, ne de üstlendiğin göreve yakışmadı Talat Şeker…

Önüne çekilen setten başını yukarıya doğru bir kaldır ve ileriye bak.

Belki, neleri yanlış yaptığını daha iyi görebilirsin!

Bu yazı 2578 defa okunmuştur

Yazara ait tüm yazılar için tıklayınız

Tweetle

YORUMLAR (1)

YORUM EKLE

YORUM EKLE

---

---