| |||
BU PENCEREDEN BAKMAK…Fikri KAPAN![]() Karadeniz Ereğli’de, ekonominin belkemiği olarak kabul edilen Ereğli Demir ve Çelik Fabrikaları (Erdemir) ile burada çalışan personelin aldığı maaş hep konuşulur. Zaman zaman kaleme aldığımız konu ile ilgili ise çeşitli çevrelerden farklı yorumlar da gelir, yapılır. Her ne kadar son dönemlerde Erdemir işçisine halk desteğinde artış gözlense de, bazı yanlış anlamalara dayalı (!) yorumlara da bir şeyler yazmak gerektiğini düşündüm. Hani; “Erdemir işçisinin çok para aldığı…” yönünde gelen eleştiri ve yorumlar var ya..! *** Bu konuya şöyle bir pencereden bakmayı uygun gördüm; Erdemir, A ve B personeli olarak ayrıldığı iki sınıfta, yıllar öncesinde B, yani işçi sınıfı daha ezilen kanattı. 1980’ler ve sonrasında yapılan iyileştirmelerle birlikte işçi sınıfının cebine daha fazla maaş, evine de daha çok erzak giriyor olmuştu. O dönemler, büyük alış veriş marketleri, mağazaları, internet ortamı, sanal medya gibi oluşumlar olmadığından, Ereğli ve yakın bölgedeki ekonomik hareketlilik de, (çoğunlukla) Erdemir çalışanların maaş ve maaş artışlarına göre şekillenirdi. Örneğin; O yıllarda Ereğli esnafı işçinin zam oranına göre kar marjını arttırır, bu da piyasaların yükselmesine neden olurdu. Hele ki otomotiv sektöründeki patlamalı yıllara gelindiğinde gerek sıfır, gerekse ikinci el araçlar bile bu endekse göre fiyat belirlerdi! Nüfusu 40-50 binlerde olan bir ilçede yaklaşık 10-12 bin işçinin çalıştığı bir Erdemir’i düşündüğünüzde, günün koşullarına göre piyasa hareketliliğinde etken olması elbette kaçınılmazdı. (Rakamlar tahminidir) *** Aslında bu durum ve uygulamadan Erdemir çalışanları da pek hoşnut değildi. Zaman zaman kendilerini ‘para makinası’ gibi gören esnaftan şikayetçiydi! Bundandı ki, bir dönem işçi ve personel, maaş aldıktan sonra soluğu başta Düzce olmak üzere yakın şehirlere kaçar (!), daha uygun koşullarda alışverişini yapar ilçeye dönerdi! Araba dahi alacak yada yenileyecekse aynı yöntemi uygulardı! *** Tabi, Erdemir’e endeksli fiyat politikasını bozmayan esnafın yaptığının cezasını ise ilçedeki diğer çalışan kesimler çekerdi! Bundandı ki, diğer kesimin, Erdemir çalışanlarının aldığı yüksek (!) maaşlara tepkisi artarak sürer giderdi! Nüfus 50 binlerde, 10-12 bin Erdemirli çalışanını şehre akıttığı ‘keş’ para! *** Ereğli’de nüfus 80 binlere dayandı. Erdemir’de çalışan sayısı ise (4700 işçi olmak üzere) 6bin 500 civarlarında… Öncelikle artan nüfusa oranla azalan Erdemir personel sayısı, geçmişe oranla şehir üzerindeki ekonomik hakimiyetini de azaltmış durumda. Yani, artan esnaf sayısına, Erdemir çalışanının sağladığı/sağlayacağı katkı da azaldı. Şehirde açılan büyük marketlerin ‘gıda’, alışveriş merkezlerinin ve mağazaların ‘giyecek/beyaz eşya/elektronik’, otomotiv firmalarının oluşturdukları bölgesel plazalar da ‘araç’ sektöründe hakim olmasıyla, diğer esnaf kesimi artık satış fiyatlarını Erdemir çalışanına göre değil, rekabet etmek zorunda olduğu bu sektörlerle yapmak zorunda kaldı, bırakıldı. Çok sayıda mahalle bakkalının kapanmasının sebeplerinden biri de bu değil mi? Anlayacağınız; Erdemir işçisinin aldığı maaşın şehirdeki fiyat politikasını belirleme gibi bir özelliği artık kalmadı! *** Gelelim; işçinin aldığı zam ve maaşına… Bugün, Türkiye’deki 4 kişilik bir ailenin ‘asgari geçim standardı’nın kaç lire olduğunu bileniniz var mı? Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu’un (Türk-İş) araştırmalarına göre, dört kişilik ailenin yoksulluk sınırı ise 4 bin 665 liraya yükseldi. Peki, 4700 Erdemir çalışanının ortalama (net) maaşının ne kadar olduğunu biliyormusunuz? 3 bin 500- 4 bin lira!!! Tabi, yıl ve kademe yüksekliğine göre bu rakamlarda artış oluyor. Ama kaç işçide?! Bu da demek oluyor ki; Erdemir işçisi ancak ve ancak ya yoksulluk sınırında yaşıyor, ya biraz altında, bir kısmı da biraz üstünde! Hani deniyor ya; ÇOK ZAM ALIYORLAR, ALAMAYANLAR NE YAPSIN!!! Erdemir gibi ağır sanayide çalışanların ne kadar ‘ÇOK ZAM ALDIKLARI’ rakamlarla ortada! Varsayalım ki, alıyor olsunlar? Bunun kime, ne zararı var? Zira artık piyasalardaki hareketlilik Erdemir çalışanın aldığı maaş artışlarına göre yapılmıyor ki. Büyük firmaların, internetteki sanal dünyanın ve otomotiv sektörünün yukarıdan belirlediği şartlara göre yapılıyor. Öyleyse Erdemir çalışanlarına haksızlık yapmış olmuyormuyuz? Erdemir işçisinin aldığı/alacağı zamma laf söylemektense, örnek gösterip diğer kurum ve kuruluşlarda çalışanların maaşlarının da artmasını talep etmek daha doğru olmaz mı? EKMEĞİMİZDE GÖZÜ OLANLAR! Bu kısım da bizi; yani Hakimiyet’i ilgilendiriyor! Yayın kuruluşumuz Hakimiyet’i yaşatabilmek, geçindirebilmek için verdiği mücadelede, sağladığı ekonomik girdinin (hala) bazı çevrelerin dillerinde dolaştığını duyuyoruz. (Kendilerince!), bizim, bilmem hangi kurum, kuruluş, kişi yada kişilerden sağladığımız (yada öyle sanılan) kaynakların zorlarına gittiğini duyuyoruz! Aslında hakimiyet’i de, şahsımı da bilen biliyor. Ama ‘ısrarla’ bilmek istemeyenlere sadece şunu bir kez daha hatırlatmakta yarar görüyoruz; Ne yayın kuruluşumuzun, ne de şahsımızın kursağından bir kuruş bile haram geçmez. Kimseden baskı, tehdit, şantaj gibi ‘vahşi’ yöntemlerle kaynak sağlamayız. Sayıları kaç olursa olsun, hiç ir yayın kuruluşunun kimden, ne kadar kaynak sağladığı ile ilgilenmeyiz. Hatta, kimde, ne reklamı olduğunu bile bilmeyiz. Geçinebiliyormuyuz? Zor ama şükürler olsun… Çalışıyor, çabalıyoruz. Çünkü biliyoruz ki Allah, çalışanın hakkını mutlaka yaratır. Boşa çene çalanın değil! YENİ YILA, YENİ UMUTLARLA… 27.12.2016 13:33:04 Bu yazı 2566 defa okunmuştur Yazara ait tüm yazılar için tıklayınız
![]() ![]() YORUM EKLE
![]() |
![]()
Şu anda 14 kişi online
Toplam ziyaret : 81.485.606 ![]() ![]() Devamını oku » 10.03.2025 10:24:15 tarihinde yazıldı 951 kez okundu ![]() Devamını oku » 15.04.2025 11:45:12 tarihinde yazıldı 263 kez okundu ![]() ![]() Devamını oku » 11.02.2025 13:02:26 tarihinde yazıldı 744 kez okundu |