BU ADIM ÖNEMLİ…

Aslında bugün yorumlayacağım birkaç konu vardı ancak, basın kuruluşlarına ilişkin Ereğli Belediyesi’nin attığı adım, bir anda hepsinin önüne geçiverdi!

Kimilerince kabul görmeyen (!) atılan bu adıma; hatta gecenin bir yarısı yazılarıyla hiçbir dayanakları olmadan asılsız iddiaları ile kişileri zan altında bırakan yazılarla (sözde) tepki gösterenleri duydum!

O kısmı işlemeyeceğim; gerekirse sonradan bir şeyler karalar yada yaparız!

Konumuz Ereğli Belediyesi’nin basın kuruluşlarıyla ilgili uzun yıllar önce terk ettiği bir uygulamayı yeniden başlatması…

Gazetelere abonelik sistemi uygulanması…

Ereğli Belediyesi (Ruhi Cöbekoğlu döneminde) basın kuruluşlarına 8 gazete aboneydi. Daha sonraki belediye başkanı döneminde bu abonelikler önce 4’e sonra 2’ye ardından da 1’e düşürüldü; akabinde de kaldırılarak, resmi ve dini bayramlar ile bazı özel günlerde ‘kendi belirlediği fiyat ve koşullarda’ verdiği ilanlarla basına kaynak aktarıldı.

Tabi, o dönemlerde başkanın iki dudağının arasında olan ‘keyfiyet’ de unutulmadı!

Hani “sana kızdım ilan vermiyorum”, “elimde olsa onu bu şehirden gönderirim” gibi sözler hafızalarda!

Ama kimsenin de pek sesi çıkmıyordu nedense!

Hatta bu yolda mağdur olanlara karşı tavır dahi aldırıyordu!!!

Neyse bu küçük anektodu geçelim; konuya dönüş yapalım.

Aynı şekilde Ereğli Demir ve Çelik Fabrikaları’nın da, 2000’li yılların başlarında vazgeçtiği abone uygulamasının aslında şöyle bir avantajı vardı.

Kurum ve kuruluşların takibinde olan yayınlar düzenli çıkıyor; çıkmayan nüshanın parası ise kurum veya kuruluşa iade ediliyordu.

O dönemki gazeteler ise kolay kolay ‘çıkmamazlık’ yapamıyordu çünkü, geri ödenen para az bir rakam değildi!!!

Aslında bu yöntem, yayın kuruluşlarının da işine geliyordu zira, aksama olmuyor, dolayısıyla okurlarına günlük,  haftalık yada aylık olarak ‘düzenli’ ulaşabiliyorlardı.

***

İşler ‘ilan karşılığı paraya’ geldiğinde ise durumlar bir anda değişiverdi! Düzenli çıkan yayın kuruluşlarına ilan verilmeme gibi bir durum söz konusu olduğu gibi, belediyeye(başkana) yakın isimler düzenli çıkmasalar bile ilan günü yaklaştığında çıktıkları bir sayı ile düzenli yayın hayatını sürdürenlerle ‘eşdeğer’ tutuluyorlardı.

Yani bir nevi ‘Haksız kazanç’ elde ediyorlar, ‘haksız rekabet ortamı’ yaratılmış oluyordu.

Ve yine abone olan kuruluşlar bu işten zarar görüyordu; verilmeyen hizmet karşılığı ödeme yaparak kurumu zarara uğratıyorlardı!

***

Bir ara yapılmak istenen “ilan vermeyi kaldıralım” düşünceleri ise siyaseten ‘ önümüzü keserler’, ticareten de’ kamuoyunda sıkıntı yaşarız’ gibi gereksiz ürküntülerle hayat bulamamıştı. Hele ki Belediye ve Erdemir’e dayalı artış gösteren yayın organlarından(!) bazılarının ‘vermezseniz yazarım!’ tehdidi de ortaya çıkınca, iş iyice içinden çıkılmaz hal aldı.

***

Ereğli belediye Başkanı Hüseyin Uysal, 2014’de göreve gelmesinden bir süre sonra basındaki olumsuzlukları görmüş, konu üzerine belediye birimlerinin çalışma yapmasını dahi istemişti. Dahası bir aralar düzenli çıkmayan veya farklı gerekçelerle bazı yayın organlarına ilanlar verilmemiş, gösterilen tepki(!) ise uygulamadan vazgeçilmişti.

Her ne kadar işin doğru yapılması için teşvik düşüncesi, haklının hakkının yendiği düşüncesi de olsa, “biraz daha bekleyelim, mağdur olmasınlar” türünden geçiştirmelerle geçen yılın (2015) sonuna kadar gelinmişti.

Hatırlanacaktır; geçtiğimiz yıl yine belediye basın bürosu çalışanları, yayın kuruluşları ile diyaloğa girerek, abone sistemine dönülebileceğini, bunun için belli başlı şartların aranacağını duyurmuş; varsa eksiklerin giderilmesini önermişti.

Nedense o günlerde kimsenin pek sesi çıkmamış, eksiği olanlar da eksiklerini gidermeye gayret göstermişti!

***

Belediye uygulamayı hayata geçirdi.

Kimseyi inandırma gibi bir zorunluluğum yok. (ki haksız iddiaları ortaya atanları Allah’a havale ediyorum) Ancak, Belediyenin yeniden döndüğü “abonelik Sistemi”ni, önceki gün telefon ile ‘sözleşme imzalamaya gelirmisiniz’ çağrısı ile duyanlardanım.

Gittim, kısa bir bilgi verilmesinin ardından, şartları uygun görüp sözleşmemi imzaladım. Bazı arkadaşlar ise şartları beğenmeyerek sözleşme imzalamadılar. Elbette arz ve talep meselesidir; bu da bir ticaret şeklidir ve özeldir.

***

Sonradan duydum ki, (iddialar) bazı yayın kuruluşlarına ‘gereksiz’ rakamlarda abonelikler verilmiş (!) o kurum hak etmiyormuş!..

Hemen aklıma geleni yazıyorum; eğer, o bedel aynı oranda diğerine de yansıtılsaydı tepki verirmiydi?!

Neyse bu polemiğe girmek istemiyorum. Sadece belediye basın bürosundaki arkadaşların “bu sözleşmeyi yıl sonuna kadar geçerli tutuyoruz. Yeni yıl ile birlikte yeni değerlendirmelerimiz de olacaktır” şeklindeki açıklamaları;

Bir başlangıcın içinde (varsa) küçük eksik yada hataların düzelebileceğini gösteriyor.

3 aydır telefonla ulaşamamanın sıkıntısı içinde olanların(!) bulamadıkları bir başka gerekçeyle birlikte, basın için son derece önemli olan bu adıma sahip çıkmamalarını çok görmüyorum elbet!

Ama şunun iyi bilinmesini de istiyorum.

Ortada, ciddi her basın kuruluşunun geleceğini etkileyecek bu adımın doğru atıldığını savunuyorum.

Ve temenni ediyorum ki, başta Erdemir olmak üzere basın ile yakın diyalogda olan kurum ve kuruluşlar da verdikleri paranın karşılığını ‘hak ederek’ alırlar. Yani parasını ödedikleri gazeteyi ‘düzenli’, girdikleri internet sitesindeki haberleri ‘güncellenmiş’ okuma hakkına sahip olurlar.

Yoksa gecenin bilmem hangi saatinde, hangi ruh haliyle yazılan bir yazının hiçbir hükmü olmaz!

Bu yazı 2013 defa okunmuştur

Yazara ait tüm yazılar için tıklayınız

Tweetle

YORUMLAR (3)

YORUM EKLE

YORUM EKLE

---

---