NE YAZABİLECEĞİZ Kİ!...

Aslında, bu haftaki köşe yazımın iki konusu vardı; biri, yaklaşan seçimlerde bir kısım medyanın beklentisi, diğeri ise seçim çalışmalarında bazı siyasi liderlerin uyguladıkları yöntem…

AMA!!!

Bunları yazmanın önüne öyle bir gündem geçti ki, neyi nasıl yazacağımızı bir anda hesaplamak bile zorlaştı!

95 kişinin öldüğü, 48’i yoğun bakımda yaklaşık 246 kişinin yaralandığı o vahşi katliam meydana geldi.

En klasik söylem;

Nereden, kimden gelirse gelsin terörü kınıyorum!!!

Elbette bu söylemin altında sığınıp kalmanın yerine olaya yönelik duyarlılığın en üst sınırlara taşınması gerekir (di!)

Ekranlara dahi getirilemeyen en acı görüntüler, sosyal paylaşımları sınırlandıracak kadar büyük yaşanan acı…

Bir yandan böyle bir acı yaşanıyor, diğer yandan sorumluların bulunabilmesi çabası!!!

Önce ‘kim yapmış olabilir?’ sorusu ve sorumluları üzerinde duruluyor!

Adı ‘inadına barış’a yönelik olan Ankara’da yapılması kararlaştırılan miting öncesi, toplanma alanının göbeğinde hangi terör örgütü, ne şekilde patlatmıştı o iki bombayı!!!

 ***

Hükümetin 3 bakanı çıkmıştı kameralar karşısına!..

Birine soruldu;

“İstifa etmeyi düşünüyormusunuz?!”

Adeta ‘pişkin pişkin’ gülümsedi Adalet Bakanı!!!

Bırakın istifayı, konuşma üslubundaki düşüklük bile dikkat çekiciydi!

 ***

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “kelimelerin bittiği noktada’ yaptığı konuşmanın ardından seslendi hükümete…

“Yapılacak bir şey varsa biz varız…”

Sonra da çağrı üzerine gitti Başbakan Davutoğlu ile görüşmeye…

Çıkışında düzenlediği basın toplantısındaki söylemleri ise hükümet açısından tam bir hayal kırıklığı…

“Hükümet partiler arasında ayırım yapamaz… Başbakan’a bakanların istifa etmeleri gerektiğini söyledim, ‘inceleteceğim’ dedi…”

 ***

Dün, Fox Tv’nin sabah haberlerini dinliyorum; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başbakanlık dönemlerindeki bir yurt dışı konuşmasındaki sözleri dikkat çekici;

“Halkın mal ve can güvenliğinden bizler (hükümetler) sorumluyuz… Bize bu nedenle oy veriyorlar…”

!!!

Bugünün Başbakanı ‘İnceleteceğim’ diyor!!!

MHP Lideri Devlet Bahçeli Davutoğlu’nun ‘görüşme talebini’ bile reddediyor!!! Yardımcısı Oktay Vural çıkıyor ekranlara, hükümete yükleniyor ama somut bir çözüm önerisi yok!

Her şeyden önemlisi de; fırsatını buldukça kanallardan yüzünü eksik etmeyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaşanan vahşi terör olayı sonrası çoğunlukla yazılı açıklamalarla kınamalar gönderiyor!!!

***

Böylesi geçen süreçte, memlekette 3 gün yas ilan edildiği bir ortamda biz, hem de yerelden doğru ne yazabileceğiz ki!!!

Ülkede, 7 Haziran seçimleri sonrası asker ve polislerin şehit edildiği, vatandaşların öldürüldüğünden sonra, seçim çalışmalarında balık avına çıkarak, pazarda beline pazarcı önlüğü bağlayarak; partililerine de ‘hepiniz alacaksınız, bu tezgahtaki mallar bitecek’ şeklindeki sözleriyle ‘şov’ yaparak propaganda çalışması yürüten bir Başbakan…

Basın toplantısında “İstifayı düşünüyormusunuz” sözlerine çirkin bir gülümseme ile yanıt veren bakanlar olduğu sürece daha ne yazabileceğiz ki!!!

Bazı yerel medyanın seçimi de fırsat bilerek, yayın politikasını ‘alamadığı paralar’ nedeniyle ‘şantaja’ çevirmesini yazsak ne olur, yazmasak!!!

Belki haftaya..!

Bu yazı 1769 defa okunmuştur

Yazara ait tüm yazılar için tıklayınız

Tweetle

YORUMLAR (0)

YORUM EKLE

YORUM EKLE

---

---