(Hakimiyet Gazetesi'nin resmi internet sitesidir)

HÜKÜMET ÜZERİNE - ZARRAB OLAYI!

Fikri KAPAN

Malumunuz; siyasilerin yorumuyla, “seçmen aklınızı başınıza devşirin, hiç birinize tek başınıza yetki vermedik. Gelin, orta yol bulup birlikte memleketi yönetin” söylemleri daha çok prim yapar oldu!

Her nedense, yıllar öncesinde yaşanan benzer durumlarda da hep “seçmen böyle istedi” şeklinde yorumlar yapılır!

Aslında ne daha önce, ne de bu seçimlerde seçmenin böyle bir tablo istediği falan yoktu!

Seçmen, ‘bilinçli-bilinçsiz’ geçmişe, geleceğe, vaatlere, ülkenin içinde bulunduğu duruma, komşuluk ilişkilerimize…

Anlayacağınız birçok nedene bakarak oyunu istediğine kullanmayı tercih etti vatandaş!

Tabi aralarında en çok da “geçim derdi” vardı!

Ama siyasiler seçmene böyle bakamayacaklarına (!) göre, işin en kolay ve keskin çözümünü işte bu yorumla geçiştirir!

“Seçmen böyle istedi”

!!!

Neyse, bu kez de onların istediği olsun diyelim ve ekleyelim; “seçmenin böyle istemesiyle” ortaya çıkan tabloda partiler tek başına hükümet kuramıyor!

Dolayısıyla da, Türkiye’nin en son 2002’de bıraktığı çok partili (koalisyon) yönetimine doğru gidiyor ülke..!

Gidiyor çünkü, gitmezse 90 güne sığacak bir baskın seçim daha yaşamak zorunda kalacak ülke!..

Böyle bir seçim ne birinci partiye, ne de sonuncu partiye yaramayacaktır; halka ise hiç yaramayacaktır. Zira, zaten kasasında sıkıntı olan ülkenin bir harcama daha kaldıracak gücü olduğunu ben de sanmıyorum!

Bu nedenle, Türkiye’nin en az 2 yıl sonra olası bir erken seçime kadar en az iki partili koalisyonla hükümet kurması gerekiyor.

İşe bu noktada işler epeyce karışık!

***

MHP, daha 7 Haziran akşamı Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin sunumuyla (!) kapılarını iktidara kapattı!

Gerekçeleri tartışılabilir ama Bahçeli ‘biz bu dönem yokuz!..” dedi.

Bunu ister ‘kaçmak’ olarak kabul edin, isterseniz ‘durum fırsatçılığı!..”

Hangisini derseniz deyin, MHP bu işin içinde olmayacağını birinci ağızdan dillendirdi.

Arkasında, partinin üst kademelerinden ‘yumuşatıcı’ söylemler geliştirildiyse de, Bahçeli’nin net tavrı kırılmadı!

***

Terör örgütü PKK ile ilişkilendirilen HDP’de, AKP ve CHP’den aldığını saklamadığı ‘emanet oylarla’ girdiği Meclis’te, MHP’den farklı davranmadı!

Söylemlerinin bir çoğunda ‘takiye’ yaptığını açıkça görebildiğiniz eş başkan Selahattin Demirtaş’ın, “Hükümete girmeyiz ama şu - bu olursa destekleriz!..” tavrından söylemleri; işin içinde ne kadar ‘çıkarcı’ tavırda olduklarını net olarak gösteriyor aslında…

Seçim döneminde halka ‘şirin’ gözüken yüz, her ne olduysa seçim akşamı bir anda gidiverdi ve gerçek görüldü!

Buna halk dilinde ‘tekke düştü kel göründü ‘ de denilebiliyor!

***

Durum böyle olunca işler kala kala CHP’ye kalıyor!

Zira, diğer iki partinin hükümet kurulmasına yanaşmamaları durumunda, AKP ile hükümet kurma işi ‘mecburen’ CHP’ye düşüyor!

Aslında, parti tabanı; yani teşkilatlara üye partililerin büyük çoğunluğu AK Parti ile koalisyona sıcak bakmıyor, hatta son derece tepki gösteriyorlar.

Hafızalarını zorlayan partililer ve CHP’ye oy verenler, “hesap soracağız” sözlerini öne sürüveriyor hemen!

Aynı tepkinin yukarılarda da varlığını gösterdiği gözleniyor elbet. Ancak, işte o ‘ülkenin içinde bulunduğu durum’ göz önüne getirildiğinde, işler iyice karışıyor ve Hükümet’e girme bir nevi ‘kaçınılmaz’ oluyor!

***

Bunun çokça sebepleri var;

Evet, en önemlilerinden biri, AKP döneminde ‘ayyuka çıkan’ yolsuzluk ve rüşvet iddialarına yönelik hesap soracağını sıkça dile getiren parti CHP’ydi.

Başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, ailesinin üzerinde atılı iddialar/suçlamalar olmak üzere, 17/25 Aralık operasyonları ve sonrası yaşananların sorgulanması…

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Başbakanlığı döneminde bu operasyonların yapıldığı gün oğlu ile olduğu ileri sürülen telefon konuşmasındaki Türk lirası ile dövizli rakamların yüksekliği!..

Halk Bankası Müdürü’nün evinde ortaya çıkan Vakıf (!) paraları, altın taciri Reza Zarrab’ın gözaltına alınması, 4 bakan ve çocuklarıyla ilgili iddialar!..

Bu ve benzeri birçok konuyu hafızalarına getiren CHP’liler veya oy verenler, şimdi bu durumda ‘AKP ile nasıl Hükümet kurulur’u sorgular oldu!

***

“Kurulur, hem de bal gibi kurulur!”

Bu söylem de yukarılarda dillendiriliyor. Çünkü altı iyi besleniyor.

Birincisi, AKP’nin tek başına iktidar olamayacağı gibi, kurabilme ihtimali gözüken bir ‘azınlık hükümeti’ sonrası gidilecek ‘erken seçimde’ daha fazla prim yapabileceği ihtimali…

İkincisi -ki bu daha önemli- Hükümet’in içinde bir CHP, hem yaşanacak olumsuzlukları engelleyebilecek, hem de AKP’in tek başına ‘at koşturmasının’ da önünü kesmiş olacak.

Bu arada halka verilen sözlerden bazıları daha çabuk hayata geçirilebilecek.

***

Peki AKP kanadında istenilen ne?

Elbette, ‘ne olursa olsun hükümet kurulmalı, istikrar sürmeli!..” denilse bile asıl istenilenin hükümetin kurulamayışı ile birlikte yasa gereği 90 gün içinde erken seçime gidilmesi…

Çünkü halka söyleyebilecekleri net sözler olacak!

“Dememişmiydik; bu ülkede koalisyon olmaz, kaos ortamı olur… Verin oyları tek başımıza yeniden iktidara gelelim…”

!!!

Halkımız güvenir, inanır ve verir!!!

Sonra mı?..

!!!

En iyisi bir süre koalisyon gitsin demek doğrusu!..

 

ZARRAB’IN ÖDÜLÜ!

Ses Sanatçısı Ebru Gündeş’in eşi olmakla gündeme düşen altın taciri Reza Zarrab’ın ününü , 17 Aralık operasyonu sonrası tutuklanmasıyla iyice öğrenmiştik!

Dönemin Başbakanı Erdoğan’ın da isteğiyle üzeri örtülen olayda Zarrab da serbest bırakılmıştı.

Yani Zarrab suçsuzdu!

Geçtiğimiz günlerde Türkiye İhracaatçılar Meclisi’nin ödül töreninde şirketine verilen ödülü Bakan ve Başbakan Yardımcısı’nın elinde alan Zarrab’ın durumu adeta ortalığı kasıp, kavurmuştu.

Önce Numan Kurtulmuş, “ona ödül vereceğimi bilseydim o karenin içinde yer almazdım” şeklinden sözler sarf etti.

Ardından da Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci ise “Bahsi geçen şirket birinci olmuş. O ana kadar bilmiyorduk, bilseydik ne olurdu bilmiyoruz. Ekonomi Bakanı olarak vicdanen rahatsız olmadım” diyerek sadece kendini rahatlatmıştı!

Sonrası bir sürü açıklama; hükümet kanadından, muhalefet partilerinden…

***

Merakım şu oldu;

Zarrab, 17 Aralık sonrası serbest bırakılıp, suçsuz ilan edilmemişmiydi?!

Eğer suçluysa, ne diye ödül verilmişti?!

Eğer suçsuzsa –ki dönemin başbakanı, bugünkü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ‘suçsuz’ olarak görüyor- o zaman neden aynı partinin iki önemli ismi bundan rahatsızlık duyuyordu!

Var var… Bu işte hala bir şeyle var!



30.06.2015 09:39:27

Bu yazı 1689 defa okunmuştur

Yazara ait tüm yazılar için tıklayınız

Facebook'ta Paylaş

YORUMLAR (0)
YORUM EKLE
Adınız


(1000 / )





Şu anda 9 kişi online
Toplam ziyaret : 81.495.628

Başlangıç Tarihi Bitiş Tarihi

MİDE KANSERİNDE ENDOSKOPİK TEDAVİ


Devamını oku »

10.03.2025 10:24:15 tarihinde yazıldı
955 kez okundu


TUĞBA ARSLAN TAMİRCİ { KALEMİMDEN }
GEÇ OLMADAN VEDALAŞIN…


Devamını oku »

11.02.2025 13:02:26 tarihinde yazıldı
748 kez okundu


(ESPRİYLE) KAREDEN YANSIYAN

SANIRSINIZ KAVGA EDİYORLAR!




Bu site en iyi IE5+ tarayıcı ve 1024 x 768 çözünürlükte izlenir.
Tüm Hakları Saklıdır
© 2006 EregliHakimiyet.Com - EregliHakimiyet.Net

Tasarım & Programlama RSNet tarafından yapılmıştır

Ereğli Haberleri