TSO'DA "PRENS" YOK! EREĞLİ’NİN KÖTÜ DÖNEMİ!

Ereğli FM’de iki hafta önce Perşembe günleri saat 10.00’da başlayan “Fikri Kapan’la Burada konuşalım” isimli programımın ikinci konuğu Ereğli Ticaret ve Sanayi Odası (TSO) Yönetim Kurulu Başkanı Yaşar Tetiker olmuştu.

Meslek yaşantım boyunca siyasetten ve ticaretten tanıdığım ender “hareketli ve ışıltılı kişiliklerden” olan Tetiker’e aslında bilindik sorular yönelttim.

Sebebi ise beli konuların gündemden düşmemesi ve üzerinde daha da tartışılması gerektiğiydi. Zira kamuoyundaki “fısıltı” haber akışı, bazı gerçekleri saptırabiliyordu!

***

Tetiker ile program boyunca yaptığımız konuşmanın içeriğinde elbette yerel seçimler ve sonrası, Ereğli Demir ve Çelik Fabrikaları (Erdemir)-TSO ilişkileri, Ereğli Belediye Başkanı Hüseyin Uysal ve AK Parti Zonguldak Milletvekili Ercan Candan ile yaşananlar yer aldı.

Bildiğimiz Tetiker de, yine bildiğimiz üslup ve yorumları ile konulara yanıtlar verdi.

Elbette varsa yanıt hakkı doğanlar, yine aynı programda bu haklarını ‘açıklıkla’ kullanabileceklerdir.

***

Sorularımın arasında pek konuşulmayan; belki de bilinmeyen bir iki başlık vardı.

Mevcut TSO yönetiminde sorun olup olmadığı,

TSO Başkanı Tetekir’in geleceğe yönelik hazırladığı bir ‘Prens’ olup olmadığıydı…

İşte bu iki soruda da Tetiker’den çarpıcı yanıtlar aldığımı söylemem mümkün.

Haberimizde okuduysanız burada yazacaklarımın tekrar olacaktır da, şöyle üzerinden geçerek açarsam;

Tetiker’in Ereğli’de bu işi kendinden daha iyi yapacak birinin olduğuna inanmadığı (!) aşikar. Kaldı ki, “eğer böyle biri varsa hemen bırakırım” diyor Tetiker!

Tabi sonradan toparlıyor mu bilemiyorum ancak, paragrafın sonlarında ise yönetim kurulunda, (geçtiğimiz ay TSO Başkan Yardımcılığı’ndan alınan Niyazi Özcan’ı ayırarak) görev yapan isimlerin ise başkanlık için hazır olduklarına dikkat çekti.

***

İki türlü çelişki!

En kötüsü; “Bu işi benden iyi yapacak birini bulabilsem…” türündeki söylem, eskiden birinin tüm Ereğli halkını yok sayarcasına söylediği söze benziyor!

Anlaşılan o ki, Tetiker de kendinden sonra bir “Prens” peşinde değil!

İnşallah Tetiker de, eleştirdiği ‘koltuk hastalığına’ kapılmamıştır; günü ve zamanı geldiğinde kenara çekilip, “varsa prensini” öne sürerek Ereğli’nin ticari açıdan daha iyi noktalara gelmesini sağlar.

Bu konuyu şöyle kapatmalıyım; Kim ne derse desin, Ereğli’de konumunda gelişen Tetiker’in, ileride yeni yüzlere vereceği dersler olmalı.

EREĞLİ''NİN KÖTÜ DÖNEMİ!..

Özellikle ulusalda Ereğli’nin “kötü anılmasının iyi olmadığı/olmayacağı” süreç içinde çeşitli çevrelerden eleştiri almıştır.

Kaldı ki, bir şehrin kötü anılması, o şehre olan ilgi ve isteği de azaltır düşüncesi hep ağırlıklıdır. Bu nedenledir ki Kayserili bir esnaf, hiçbir zaman hemşehrisi bir esnafı kötülemez (miş!).

Ama görün ki, ilçeye (hangi koşul ve şartlarda) getirdikleri bilinmeyen (!) televizyonlara çıkıp, “Ereğli yandı, bitti… Erdemir bu şehre yüzünü dönmüyor!.. Belediye’de kavga var!..” nidaları atanların, daha yakın tarihi ne çabuk unuttuklarını da sorgulamak lazım.

Aslında bu tür söylemlerin gerçeği yansıtmadığı, vatandaşın da farkında olduğu bir konu. Zira, vatandaşların “arkadaş burada 100-150 kişi mi tepki gösteriyor!..” sözleri bile, olayın gerçek boyutunu ortaya koyuyor. (Orada 150 kişi de yoktu ya neyse!..)

Bir de dün, Zonguldak’ta somon balığı üretimi söylemlerine en büyük tepkiyi verenlerin, ilerleyen yıllarda aynı partide siyaset yaptıkları da unutmayalım.

Anlayacağınız, konulara biraz daha ciddi ve gerçekçi yaklaşırsak, Ereğli’ye kötülük yapmamış oluruz.

Yoksa, “öyle deyala… ben öyle biliyordum, özür dilerim” demek zorunda da kalabilirsiniz!..

Bu yazı 2151 defa okunmuştur

Yazara ait tüm yazılar için tıklayınız

Tweetle

YORUMLAR (0)

YORUM EKLE

YORUM EKLE

---

---