YANLIŞ BİLGİ (LENDİRME!)

Bir şeylerin düzelmesinin beklendiği Ereğli’de, özellikle ekonomiye dayalı gelişmelerde yaşananlar, yapılan açıklamalar toplumu pek de rahatlatıcı nitelikte olmuyor.

“Vara yoksa Erdemir” ile başlayan ekonomik yaşamımızı, “tersaneler battı!” politikasıyla bütünleştirerek işi, daha da içinden çıkılmaz hale dönüştürüyoruz.

İşin en acı tarafı ise hala, “bir yerlerden ne kapabilirim” zihniyetini aşamamış olmak!!!

Evet, Ereğli’de bir “Erdemir Gerçeği” var. Kaldı ki bu gerçeği inkar eden, bu şehirde yaşamıyor demektir.

Erdemir varlığı, ülke için kadar önemliyse, Ereğli için de bir o kadar önemlidir.

Kuruluşundaki “yarı Kamu İktisadi Teşekkülü (KİT) özerkliği ile Erdemir’in, Ereğli’ye bakışının, özelleştirme adı altında satışı sonrası bakışı ile aynı paralellikte olmadığını elbette görüyoruz.

Bu nedenledir ki, sıklıkla “Erdemir gözbebeğimiz… Erdemir Ereğli’ye yüzünü hep dönük tutmalıd(!)” türünden sözler sarf ederek, ilgili yerlere gerekli hatırlatmayı yapıyoruz!

Ancak bu; “Erdemir çok kötü!.. Ey Erdemir haddini bil!..” haline dönüşmemeli.

İşte burada asıl gerçeği unutmadan; günün siyasi, politik, ekonomik, sosyal konumuna paralel fikirler üretmeli, üretilen fikirleri de Erdemir’i yöneten yukarıdakilere iyi empoze edebilmeliyiz.

Erdemir’in de, öneriler, görüşler ve istekleri iyi algılayarak, şehre ve yaşayanlarına vermesi gerekenleri verme özelliğini sürdürebilmesi gerekir.

Unutulmasın ki, bugün Erdemir’de yaklaşık 5 bini sendikalı, 7 bin 700 civarında çalışan var. Ve yine ilçe ekonomisine Erdemir girdisini göz önüne aldığımızda, hala “1 Numara” olduğunu inkar edemeyiz!

 SAC TÜCCARLARI

Ereğli ekonomisinin Erdemir’den sonra en önemli hareket alanının (bir dönemler) sac piyasası olduğu muhakkak…

Öyle ki, bir aralar sayıları 400’leri aşan sac tüccarının, Erdemir’den aldıkları ve ülkenin çeşitli yerlerine sattıkları (!) mamullerden elde edilen karlar da (!) Ereğli’de harcandı!

Ancak ne kadar ‘kar’ kısmı harcandı, ne kadar ana parası ‘kar’ sayılarak savruldu, orasını da muamma!..

Ama öyle de olsa, böyle de olsa, Ereğli’de sac tüccarlığı ‘sektör’ haline gelmişti.

Ne var ki, gerek ülke, gerek dünyadaki ekonomik gelişmeler ve de gerekse bu sektörden para kazananların hataları yüzünden artık ilçede “Sac Tüccarı Sektörü” denebileceğini de göremiyorum!

Erdemir’e dayalı sanayisini büyütmekte geciken Ereğli’de, “al-sat” mantığının bir yerde bittiğinin göstergesini, bu dönemlerde yaşıyoruz!

Ama şunu Erdemir’de kabul etmeli ki, Ereğli’de hala ülkenin çeşitli yerlerine sac ve diğer Erdemir mamullerini satan tüccar var.

Ve Erdemir şunu da kabul etmeli ki, ülke genelindeki irili-ufaklı bu tür ek müşterilerin tamamı ile Erdemir baş edemez!..

İşte bu noktada toplumu doğru bilgilendirmeliyiz ki, gerek Erdemir, gerekse sektörel birlikler hak ve istekleri daha iyi algılayabilsin, anlatabilsin!..

 TERSANELER

Ereğli’nin “kanayan yarası” haline gelen tersanelerde de yanlış bilgilendirmeler aldı başını gidiyor!

Çok uzatmayacağım ama tersanelerin Ereğli’de kurulma aşamasını hatırlamalıyız. Devletin, özel sektörün isteği doğrultusunda deniz dolgusuna izin vererek oluşan tersaneler, 4 firmaya verilmişti.

Başlarda epey iş alan firmalar, Dünya’da yaşanan ekonomik krizle birlikte özellikle Çin’deki ucuz işçiliğe dayalı ucuz imalat politikasına boyun eğince, bu firmalar sipariş alamaz duruma gelmişti.

Hatta, Ereğli’ye girişte sektörün direği konumundaki Madenci Gemi Sanayisi bile iflas etmiş, geride ise şehre bakan iki iskelet bırakmıştı adeta!

Bize anlatılan (!) tersanelerin iş alabilmesi için gerekli olan kredi temininde yaşanan zorluktu. Bunun nedeni de, dolgu alanları firmalara ait olmadığından, kredi için teminat sıkıntısı yaşanmasıydı.

Çözüm olarak gösterilen bir gelişme oldu ki, umutlar yeşerdi!

Tersaneler bölgesinde oluşturulacak liman, firmaların ortak olacağı şirketin olacak, dolayısıyla burayı teminat göstererek kredi imkanı sağlanacaktı!

Tabi, limana Ereğli Ticaret ve Sanayi Odası (TSO) ile Ereğli Belediyesi de ortak olacak! Zira gerek belediye, gerekse TSO “garantör” görevi üstlenecekti!

Bu gelişmeyle birlikte Ereğli Belediyesi, Bozhane’de işlettiği limanı kapatacak, gelen müşterileri yeni limana yönlendirecekti! En doğal hak olsa gerek…

…

Böyle sürüp giden bir serüvende henüz bir arpa boyu yol kat edildi mi? son gelişmeleri bilmiyorum!

Bildiğim şu ki; bu konuda da yanlış bilgilenme ve bilgilendirme var gibime geliyor!

Ya da isteyen, istediği gibi konuları ortaya atıp, kamuoyu oluşturmaya çalışıyor!

Geçenlerde Ereğli FM’deki programa kısa telefon bağlantısı ile katılan genç işadamı Batu Müftüoğlu’nun önerisi her ne kadar yeni bir fikir değilse de hala geçerli olan ‘doğru fikir’dir.

Bırakın çeşitli yol ve sebeplerle kamuoyu yaratmayı da, oturun bir masanın etrafına, Erdemir’i, Erdemir’e dayalı sektörü, tersaneleri; özüyle Ereğli’nin geleceğini konuşun, planlayın.

Yoksa geçmişten ne farkınız kalır!!!

Bu yazı 1856 defa okunmuştur

Yazara ait tüm yazılar için tıklayınız

Tweetle

YORUMLAR (0)

YORUM EKLE

YORUM EKLE

---

---