Fikri KAPAN : TÜRK METAL-İŞÇİ-KAVLAK

(Hakimiyet Gazetesi'nin resmi internet sitesidir)

TÜRK METAL-İŞÇİ-KAVLAK

Kim ne derse desin, Ereğli’deki kötü günlerin yaşandığı bu dönemde, Erdemir’de, sendika ile şirketin uzlaşısı sonrası imzalanan sözleşme Ereğli TSO Başkanı Yaşar Tetiker’in sloganı olan “Can Suyu” gibi geldi….
   Her ne kadar bugünlerde “Can suyu”nun Tetiker dahil bir çok kesime ihtiyaç olmasına rağmen, ortada Erdemir’deki sözleşmenin dışında pek de olumlu gelişmenin seyrettiğini söyleyemeyiz!
   “Erteleme” alan Tetiker, belki de yarın (27 Ağustos) Erdemir yetkililerinin de katılacağı toplantı ile “Can Suyu”na doğru bir adım atabilir mi; göreceğiz!..
   ***
   Biz gelelim/dönelim konumuza…
   Türk Metal’in Erdemir’de imzaladığı sözleşmenin şehre olumlu yansımaları sürerken, sendikanın Genel Başkanı Pevrul Kavlak’ın ilçeye geleceğinin duyurulması sonrası ekonomi ve siyasi çevreler pür dikkat kesilmişti!
   Öyle ya; iyi bir sözleşme olduğu söyleniyor ancak bunun işçi-sendika arasında nasıl olduğunun göstergesi Kavlak’ın karşılanması ve sonrasında ortaya çıkacaktı!
   Bu tabloyu bizim kadar Ereğli Belediyesi (özellikle de Belediye Başkanı) yakından takip ediyor, ettiriyordu!
   An be-an haberler de uçuyordu bir yerlere!..
   ***
   Türk Metal Sendikası Karadeniz Ereğli Şube Başkanı Yusuf ziya Odabaş’ın, Akçakoca Sapağı mevkisinde karşıladığı Kavlak’ın, önce Gülüç Belediyesi’ne, ardından da Gülüç Beldesi’ndeki Büyük Anadolu Ereğli Hotel’e gelişini takip ediyorduk.
   Ereğli basını yanı sıra İskenderun’dan da bir grup gazeteci gelmiş, bu etkinliği izleyecekti…
   Yaklaşık 2 bin işçi hotel girişinde dizilmiş, genel başkanlarını karşılıyordu!..
   Yani 150-200 kişi değil 2 bin işçi!..
   Kalabalık arasında ‘zorla’ hotel lobisine girebilen Kavlak, kısa süreli yan bölümde bekleyen ilçe protokolünün yanına alınmıştı.
   Bu sırada işçilerin salona girişini takip edeceğiz derken; salonun dolu olduğunu gördüğümüzde!!!
   Evet, salon neredeyse doluydu!
   Mekan yöneticilerine sordum; “kaç sandalye var?”
   -Oturma halinde 1500!
   İnanın bir o kadar da ayakta; yaklaşık 3 bin işçi…
   Kimilerine göre, “doldurma” veya “zorlama” olarak nitelendirilen işçi kalabalığını ne olduğunu, Kavlak’ın salona adım atmasıyla yarattığı coşkudan anlamak mümkündü!
   Kaldı ki, atılan sloganlar ve tezahüratlarla uzun süre konuşmasına bile başlayamamıştı Kavlak…
   Bu tür etkinliklerde olur; Belli başlı kişi yada gruplar, ortamı hareketlendirmek için sloganları yada alkışı başlatır, oradakiler de ister uyar, ister uymaz!..
   Ortadaki manzaradan epeyce etkilenmiş olacak ki, Kavlak, zaman zaman ses tonunu yükselten, hararete tavan yaptıran konuşmasının ara bölümlerinde atılan sloganlar bir yana, salondaki işçilerin hep birlikte ayağa kalkmaları, “toplama mı”, “zorlama mı” olduğunun açık göstergesiydi!
   Evet, yıllar öncesinde işçinin (zaman zaman) tepkisini çeken Türk Metal, bu kez başarmış ve sendika-işçi dayanışmasının en güzel şeklini yansıtıyordu.
   İskenderunlu gazeteci dostlarımız da olayı hayretli gözlerle izliyordu!..
   Neden ‘hayretli’ gözlerle incelediklerini ise daha sonraki yorumlarından anladım! (Birazdan değineceğim)
   Kavlak konuşuyor; işçi hop oturup, hop kalkıyordu…
   Hele ki Kavlak’ın, diğer sendikalardan bahsederken, “… bilmiyorlarsa bizim Ereğli Şube Başkanımızdan ders alsınlar!..” söylemi, hınca hınç dolu salonu bir kez daha ayağa kaldırmış, “Bu işçi sizinle gurur duyuyor…” sloganı atan işçiler, İsdemir işçisine de seslenerek, “İsdemir işçisi yalnız değilsin” diyerek gereken mesajı da veriyordu.
   Konuşması biten Kavlak sahneden indirilmiyor; Batı Karadeniz Deniz Ticaret Odası Başkanı İrfan Erdem sahneye davet ediliyordu.
   Orada anlaşılıyordu ki Erdem, gerçekleştirilen “sözleşme vesilesiyle ilçedeki ‘kaos’ ortamının dağılması ve sosyal barışın gelmesine katkılarından dolayı” Kavlak’a plaket verecekti.
   Bu gibi protokol işlerini çok iyi bilen Erdem, Gülüç Belediye Başkanı Aydın Güngör’ü de sahneye davet ederek, Şube Başkanı Odabaş’ın plaketini de verdirtmişti.
   Erdem’in bu arada yaptığı kısa konuşma da dikkat ekiciydi. Belki işçi o coşkuda kaçırmış olabilirdi ama Erdem öyle bir mesaj verdi ki; aynı zamanda ilçede birilerine de gidiyordu o mesaj!
   Bu sırada, gün içinde de bir süre birlikte olduğumuz İskenderunlu gazeteci arkadaşlarımız, oluşan coşkuyu, Kavlak’ın hitabını, sendika-işçi bütünlüğünü ve bir işadamının sendikaya yönelik övgü dolu sözlerini ilk kez duymuşlardı.
   Zaten memleketlerine döndüklerinde internet sitelerinden yazılı ve görsel yaptıkları yorumlara da bunu yansıttılar.
   ***
   Bunları neden yazdım:
   Evet, Türk Metal Sendikası, özellikle Pevrul Kavlak döneminde ülke genelinde, Yusuf Ziya Odabaş da Ereğli’de adeta ‘devrim’ yaparak sendika-işçi bütünlüğünü sağladığını bu organizasyonda gösterdi.
   Kavlak’ın “Erdemir işçisi mükemmeldi” sözlerini sarf ederken gözlerindeki parıltı bile bu yazdığımı onaylar türdendi.
   İskenderunlu gazetecilerin dahi “kardeşim Cumhurbaşkanının gittiği yerde bile böyle coşku olmuyor!..” türünden sözleri de bu gerçeği yansıtan bir parçaydı.
   Ben de, Ereğli’de varlığı ile bir şekilde ekonomik yaşam garantimiz olan gözbebeğimiz Erdemir’in, şirketi en üst noktalara getirme gayretini alın teri ile besleyen mavi ve beyaz yakalı personelinin, işçisi ile bütünleşerek kötü günlerde mutluluk yaşanmasını sağlayan sendikasının; istendiğinde neler yapılabileceğini gösterdiğini vurgulamak istedim.
   Demek ki, örgütlü iş yerlerinde sadece kavga-gürültü-kaos olmuyor, birlik, beraberlik ve dayanışma da oluyormuş.
   Ki biliyoruz, Türk Metal ön planda tuttuğu üyesinin hakkını korurken, ekmek kapısını da hiçbir zaman göz ardı etmemesiyle bilinir.
   Darısı ilçemizdeki diğer büyük sanayi kuruluşlarının başına!..

26.08.2013 14:55:19

Bu yazı 2485 defa okunmuştur

Yazara ait tüm yazılar için tıklayınız

YORUMLAR (1)

YORUM EKLE

27.08.2013

işçi emekçi diyor ki;

bir gün herkes Türk Metal Sendika li olacak, iste o zaman bu işçi hükümette de söz sahibi olacak ve ülke ekonomisine yön verecek, kalkınma, adaletli hak paylaşımı, nasıl olurmuş tüm dünya şahit olacak, çünkü TÜRK METAL NEREDE BIZ ORADAYIZ bizim olduğumuz yerde de haksızlık hırsızlık olmaz, herkes emeğinin karşılığını muhakkak er yada gec ama sonunda alır..