| |||
MESLEKTEKİ BİRLİKTELİK...Fikri KAPAN![]() Her ne olursa olsun, mesleğimizi ilgilendiren bir etkinlikle ilgili kurulan telefon trafiği sayesinde bir araya gelinebiliyor… Tabi bunu daha çok yerel anlamda ve biraz da Ereğli'ye has söyleyebiliyorum! Örneklersek; dün, Doğan Gönüllü ile Hüseyin Orhan, yaptıkları bir telefon görüşmesi sırasında Polis Teşkilatı'nın kuruluş yıldönümü nedeniyle İlçe Emniyet Müdürü Esat Bitnel'i tebriğe gidilebileceğini konuşmuşlar. Aynı anda diğer telefondan beni arayan Doğan'a 'olur' dedim ve belirlenen randevu saatinde Emniyet binasının önünde buluştuk… 7-8 arkadaşla birlikte binaya çıkacağımız sırada, Ereğli Denizcilik Odası Başkanı İrfan Erdem'de geldi, birlikte Bitnel'in odasına girdik.. Kutlama, tebrik, teşekkür derken konu basına geldi. Erdem, Ereğli'ye yapılan yatırım ve hizmetlerde bir çok 'ilk'e imza atan, bir dönem de 'Doğuş TV' adı ile yayın yapan televizyon kuruluşunun sahipliğini yapmıştı. Basını yakından takip eden, iç içe olan bir isimdi Erdem. Ama çok dertliydi!.. Özellikle de ilçede yaşanan son olayların ardından Ulusal basında çıkan haberler!.. Tabi, eleştiri oklarını yönelttiği kesim yerel basın, yani bizler!.. Çünkü biliyordu ki bu haberleri ulusala ajanslar aracılığı ile bizler gönderiyorduk! Bir de, birlik ve beraberlik içinde olmamız, hassas konularda ortak hareket etmemiz gibi istem ve taleplerini sundu Erdem… Erdem'in haklılık tarafı vardı… Tabi bizim de!.. Arkadaşlarım gibi ben de izah etmeye çalıştım: Ereğli basınının bölge ve ülke genelindeki ayrıcalığını, koşullar her ne olursa olsun yeri ve zamanı geldiğinde birlik ve beraberlik içinde olduğumuzu, bunun en güzel örneğinin de mevcut tablodan oluştuğunu söyledim. Bu anlatımlarımız yetmiyordu adeta!.. Kamuoyu bunu açık ve net bir şekilde görmek istiyordu! Mesleğe dayalı bir etkinlikte Atatürk Anıtı'na iki ayrı grup tarafından çelenk konulması, her iki çelengin konuluşu sırasında çok sayıda gazetecinin katılmayışı… Dışarıdan gözlenen “bülünmüşlük, parçalanmışlık” görüntüsü yüzümüze vuruluyordu adeta!.. Halbuki, gözlenen “bölünmüş, parçalanmış” görüntü gerçeği yansıtmıyordu. Bugün, her ne kadar mesleki rekabet içinde bile olsak, bizler, istediğimiz zaman çoğunluk olarak bir araya gelebiliyorduk, gelebiliyoruz… Tüm bunlara rağmen bende, ortadaki yanlışlığı göremememiz ise iğneyi kendimize batırmamız gerektiği kanısını hakim kıldı. Yani, eleştirenlerin ve eleştirilerin kamuoyunun bakışı açısından görüntüsü farklı, bizim sergilediğimiz tablo farklıydı… …Ve tabi ki Gazeteciler Derneği… Basın kuruluşlarında görev yapan gazeteci ve basın mensuplarının üye olabileceği derneğin, daha derli, toplu olmasını istiyordu kamuoyu. Hatta, görüntü olarak gözlenen kopukluğun başlıca nedenini de burada arıyorlardı! Belki mevcut yönetimin yüzüne karşı bunları söyleyemeyenler de oluyordu ancak söyleyenlerin de bir fayda ettiğini sanmıyorum! Diyorumki; aslında meslekteki birlikteliğin var olduğu böyle bir ortamda gelin şu taşın altına bir el atın. Mevcutlar da bunu görsün ki, kamuoyunun istediği ortam sağlansın. 11.04.2007 Bu yazı 1991 defa okunmuştur Yazara ait tüm yazılar için tıklayınız
![]() ![]() YORUM EKLE
![]() |
Şu anda 16 kişi online
Toplam ziyaret : 81.717.582 ![]() ![]() Devamını oku » 10.03.2025 10:24:15 tarihinde yazıldı 1070 kez okundu ![]() Devamını oku » 28.04.2025 15:19:59 tarihinde yazıldı 325 kez okundu ![]() ![]() Devamını oku » 29.04.2025 15:37:34 tarihinde yazıldı 654 kez okundu |