Fikri KAPAN : BASIN ÜZERİNE BİR KEZ DAHA!..

(Hakimiyet Gazetesi'nin resmi internet sitesidir)

BASIN ÜZERİNE BİR KEZ DAHA!..

Son dönemlerde kendimize öz eleştiri yapmayı epeyce alışkanlık edindik!
   Her ne kadar yıllarca, ‘içimizdeki gizemi barındırmamız gerektiğine’ ve ‘eleştirileri yüz yüze yapmayı’ uygun gördüysem de, ne yazık ki bir araya gelememenin sıkıntısıyla ve çevreden aldığımız eleştiriler, sorunları sütunlara taşımamıza neden oluyor.
   Geçenlerde İlhan’ın (Çetin) Ereğli cihan’daki köşe yazısını okudum.
   Sitem içerikli yazısında mesleğe olan bağlılığını, buna karşı çevreden aldığı tepkileri dile getirmiş İlhan…
   Haklı olduğu bölümlerin çoğunluğunun yanı sıra yine de ‘kendisinin ve herkesin üzerine paye çıkarması’ gerektiğini düşünüyorum.
   İlhanı, Sinan (Kabatepe) gibi genç arkadaşlar, üstlendikleri görevi gerçekten üst düzeyde yapma gayreti içindeki isimler..
   Daha önceki gün akşam yaşanan kazada, benim gibi Sinan’ın da aşırı yağış nedeniyle adeta ‘sırılsıklam’ olduğunu aktarmak isterim. Zevkle maç izlediğim sırada duyduğum kazaya gitmek zorunda olduğumu, arkadaşların da aynı duyguyla hareket ederek koşuşturduğunu, haberi tamamlamak ve doğruyu bulmak için saatlerce soğuk altında beklediğimizi söylememe bilmem gerek var mı!
   Belki iki ismi ön plana çıkardım ancak, Hüseyin Aksakal gibi okulunu okuduğu mesleğini en iyi şekilde icra etmeye çalışan, işi için evinden ödün veren, Yusuf Zobar gibi; ‘her ne pahasına olursa olsun gazetecilik’ diyebilenleri de aklımıza yerleştirmeliyiz…
   Her ne kadar ‘yönetici konumunda olsak dahi Doğan (Gönüllü), Hüseyin Orhan, Eyüp Bektaş gibi isimlerin de, bulundukları konum bir yana ‘her şeyi habercilik’ anlayışından vazgeçmediğimiz de iyi bilinmeli…
   Arada unuttuğum, yazmam gereken isimler de vardır elbet…
   Ancak, son dönemlerde; “masabaşı”cılıkları artan, “evden gazetecilik” mantığını geliştiren; en kötüsü de, bizim yaptığımız haberleri çalarak (!), sitelerinde prim yapmaya çalışanları hazmetmek epeyce zor!
   Her şahsın kendine öz ve has yapısı, kişiliğini ayrı tutarak; Gazetecilik mesleğinin özveri, güven, cesaret isteyen ‘meşakatli’ meslek olduğunu bilmem hatırlatmaya gerek var mı?!
   Biliyorum ki, bu tür yazılara hemencecik kızıp, yanıt vermeye kalkanlar bile olacak!
   Ama haftalık da olsa tek haberle gazete bitiren, sütun dahi bilmeyen, her sayfada kendine ait birkaç fotoğrafı bulunanların biraz kendilerine ve mesleklerine çeki düzen vermesi gerekmez mi?
   Gidilen haberlerde çekilen onlarca fotoğraftan tek kare dahi kullanmayan, ‘sözde’ takip ettiği haberi yazmaktan bile ‘bi haber’ olanlar da!..
   İşte, dile getirdiğim ya da zaman zaman getirilen bu tip sorunların, aslında kamuoyunda da çokça tartışıldığını ancak yüze söylenemediğinin bilinmesi gerekiyor.
   “Şu arkadaş nasıl birisi” diye sorulması bile, insanın tuhafına gidiyor, içini acıtıyor!..
   Aslında istediğimiz veya kamuoyunun istediği çok fazla bir şey yok.
   Hiç birimizin tam olmadığı bilinciyle; mesleğe yönelik bir parçacık da olsa araştırma yapılsa, haber yazılımı üzerine çalışılsa, imla kuralları bilinse ve toplum içindeki ‘mesleki duruşumuz’ olması gerektiği gibi olsa, bırakın bu tür yazıları kaleme almayı, alanları bile sustururuz!

   BELEDİYE AÇIKLAMALARI
   Kamu kurum ve kuruluşlarının; çeşitli etkinliklerini ‘açıklama’ adıyla basına geçmelerine oldum olası karşıyımdır. Ne yazık ki kabullenmek zorunda kaldığımız bu durumda bir süredir; yapılan açıklamanın ‘haber şeklinde’ gönderilmesi oluyordu. Bugünlerde belediyeden gelen açıklamalarda ise bir gariplik daha yaşanıyor. Yine ‘Haber’ gibi gönderilen açıklamalar, içine yorum katılmış ve anlaşılamayacak hal almış şekle dönüştürülmüş!
   Yine de yazıyorum ki; yapılan açıklamalar, tamamen düz yazı şeklinde olsun ki, tamamını okuyup anlayalım, habere de kendimiz çevirelim!
   Hoş, biliyorum ki, mevcut şekliyle gönderildiğinden hoşlanan hatta, olduğu gibi sayfalarına taşıyanlar da yok değil!
   Sağlıcakla…

14.12.2010 12:41:58

Bu yazı 1819 defa okunmuştur

Yazara ait tüm yazılar için tıklayınız