| |||
İĞNEYİ BATIRMAK!..Fikri KAPAN![]() Samimi dost sohbetlerinde ileri-geri konuşulması o kadar ağır geliyor ki; “şu iğneyi kendimize batırmanın zamanı epeyce geçti” demekten kendimi alamıyorum. Son günlerde arkadaşlar arasında alaycı tabirle kullanılan şöyle bir söylem oluşmuş! “Emektar Basın”, “yemektar basın” !!! Alaycı tabirle de olsa meslektaşlar arasında konuşulan bu tür sözler, ne yazık ki toplumun çeşitli çevrelerinde de dillendiriliyor! Örnek mi; “Kardeşim, nerede kahvaltı yada yemekli basın olsa, gazete dahi çıkarmayan insanları, bir gazete yada yayın organından 3-5 kişiyi birden görmek mümkün oluyor. Diğer yandan mülki amir Kaymakamın toplantısına ise neredeyse parmakla sayılacak kadar az basın mensubu katılıyor. Ereğli’de gazetecilik iyiden iyiye ayağa düşmüş anlayacağın!..” Bu tür söylemlerde bulunanlar öyle eften-püften kişiler değil. Toplumda belli yer edinmiş insanlar… Bir örnek daha vereceğim ki daha da acı: “Kardeşim elbette şiddetin her türlüsü yanlış ama, sizin arkadaşlarınızdan da neredeyse tehditle para isteyenler var. Adama broşür bastırmadık, istediği abone bedelini vermedik diye olmadık haberler yapıyorlar!” Ne kadar acı durum! “Gazeteci” sıfatını kullanarak, insanları tehdit edercesine tavır takınanların aramızda olması ne acı!.. *** İğneyi batırmak gerekiyor artık her halde… Çok kez örneklediğim gibi; geçmiş yıllarda Ereğli basını böyle değildi. Her ne koşullarda olursa olsun saygınlığını koruyan, haberleri ciddiye alınan basın vardı ilçede… Çoktur; katıldığımız ilçe dışı toplantılarda övgüler aldığımız… Çoktur, ilçe dışındaki meslektaşlarımızın bize gıpta ile baktığı!.. “Nasıl başardınız bu işi” diyerek hicazet alanlar da çoktu… Gelin, görün ki bugün içimiz o kadar karışmış, bulanmış; meslektaşlarımıza söz söyletmemek bir yana, yapılan eleştirilere dahi yanıt veremez hale geldik. Geçenlerde Karaelmas Gazeteciler Derneği’nin “sözde” kınama açıklamasında dahi, mesleğimize yönelik eleştirinin sertliğini görmek mümkün. Gazeteciyiz diye ‘haşa’ Allah değiliz… Gazeteciyiz diye, toplumun tepesinde bulunmuyoruz. Kaldı ki görevimiz, topluma bilgi akışı sağlamak… Elbette her birimiz, bir şekilde ekonomik özgürlüğümüzü kazanmak, geçimimizi de mesleğimizden sağlamak durumundayız. Ancak bu; ne kişi ve kurumları tehditle, ne olmayanı var göstermekle, ne de mesleğin ‘M’sini dahi bilmeden “gazeteciyim” demekle olmuyor. Her birimizin (olası) eksiklerini de var sayarak; gelin, şu güzelim, saygın ve bir o kadar da onurlu mesleği ayaklar altına almayalım. Gelin şu iğneyi bir süreliğine de olsa kendimize batıralım. 13.10.2010 12:29:17 Bu yazı 1917 defa okunmuştur Yazara ait tüm yazılar için tıklayınız
![]() ![]() YORUM EKLE
![]() |
![]()
Şu anda 29 kişi online
Toplam ziyaret : 81.498.733 ![]() ![]() Devamını oku » 10.03.2025 10:24:15 tarihinde yazıldı 956 kez okundu ![]() Devamını oku » 15.04.2025 11:45:12 tarihinde yazıldı 274 kez okundu ![]() ![]() Devamını oku » 11.02.2025 13:02:26 tarihinde yazıldı 749 kez okundu |