| |||
NE YAPILMAK İSTENİYORSA!..Fikri KAPAN![]() Onlarca ölümün yaşandığı alaylara bakıldığında, Türkiye adına gelişmelerin pek de iç açıcı olmadığını gözlemleyebiliyoruz. Hükümetin “açılım politikaları” içinde yer alan “Kürt Açılımı”nın ne kadar tutup, tutmadığı henüz bilinmiyor! Yıllarca kabul görmese de sonunda var olduğu ortaya çıkan “Kürt Sorunu”nun, gerçekte terör örgütü PKK’nın amacıyla aynı paralellikte mi, işte bu kısım muamma! 1980 öncesi “Asala” olarak bilinen ermeni terör örgütünün, ihtilalden sonra ortadan kalkmasıyla; hemen hemen aynı sürece denk gelen “PKK” çıkışı o zamanlarda kafaları karıştırmıştı. Bu karışımda, halen içinde Ermenileri barındırdığı bilinen PKK’nın, ne kadar “kürt savunucusu” olduğu da ortaya çıkıyor! Kesinlikle dış güçlerden beslendiği bilinen terör örgütünün amacı, ‘kurt haklarını’ savunmak mı, yoksa, elde ettikleri rantı sürdürmek mi; bu duruşa açıklık getirmek daha doğru sanırım. Başa dönersek; “Asala”nın bitişiyle denk gelen PKK terör örgütünün hortlayışı, gerçekte konunun “hak savunuculuğu” olmadığı, kimisini zorla dağa kaldırdıkları insanların üzerinden de sömürü yaparak kendilerine sağladıkları geçim kaynağını sürdürmek olsa gerek. Terör örgütünün, dış güçlerle kendilerine sağlanan çıkarlar nedeniyle de, Türkiye’deki birlik ve bütünlüğü istemeyen ülkelerin bir nevi uşaklığını yaptığını da göz ardı etmeyelim. Daha çok çoğaltılabilecek benzeri örnekleri de hesaba kattığımızda, hükümetin “kürt açılımı” adı altındaki adımının bir işe yaramadığı da muhakkak. Göstermelik olarak dağdan indirilen bir grup teröristin; Türk tarihinde yaşanmamış şekliyle sınıra savcı ve hakimler getirilerek ‘sözde yargılanmaları’ ne kadar göstermelikse, ardından yaşananlar da bir o kadar acı verici. Teröristin, ülke sınırları ve dışındaki dağlık alanı istediğini gibi kullandığı; istediğinde barındığı il ve ilçelere bile girerek, ‘sade vatandaş’ gibi dolaştığı ortamda, dağdaki teröristlerin yandaşı konumundaki siyasi kanadın günlerce yaptığı gövde gösterileri üzerine hala “kürt açılımı” denilebilir mi? *** Her gün 3-5 şehit verdiğimiz ortamın üzerine son yaşanan olay, adeta tuz, biber serdi. Bir yandan, Gazze’ye insani yardım götüren gemiye İsrail’in saldırısı, aynı dakikalara denk gelen İskenderun’daki askeri birliğe yapılan saldırıda verilen 6 şehit!.. Dünya ülkelerinin neredeyse sessiz kaldığı, ABD’nin bile ‘üzgünüm’ sözleriyle geçiştirdiği olayda tek muhatap Türkiye mi, onu da bilmiyorum! Çevremizde o kadar Müslüman ülke varken, bazıları tamamen sessiz, bazıları ise küçük çıkışlarla günü kurtarmaya çalışmaları, Türkiye’nin durumunu daha da güçleştiriyor sanki! Burada asıl sorun ve çözüm; ülkedeki siyasi ve sivil toplum kuruluşlarının duruşu olsa gerek. Her ne kadar hükümetin açılım politikaları yanlış bulunuyorsa da, gelinen noktada tek duruş sergilenmeli diye düşünüyorum. Bu sayede, kimin, ne yapmak istediğini daha kolay anlarız her halde! 2.06.2010 10:12:26 Bu yazı 1882 defa okunmuştur Yazara ait tüm yazılar için tıklayınız
![]() ![]() YORUM EKLE
![]() |
![]()
Şu anda 17 kişi online
Toplam ziyaret : 81.496.904 ![]() ![]() Devamını oku » 10.03.2025 10:24:15 tarihinde yazıldı 955 kez okundu ![]() Devamını oku » 15.04.2025 11:45:12 tarihinde yazıldı 273 kez okundu ![]() ![]() Devamını oku » 11.02.2025 13:02:26 tarihinde yazıldı 748 kez okundu |