| |||
AL GÜLÜM-VER GÜLÜM!Fikri KAPAN![]() İş yok, para yok!!! Ereğli’de, her yapılan sohbette sonucun dayandığı ekonomik çıkmazın ana sebebi olarak gösterilen nedenler de belli! Ereğli Demir ve Çelik Fabrikaları’ndaki (ERDEMİR) personel maaşlarının düşürülmesi, sac tüccarlarının zor durumu, tersanelerdeki yaşananlar! Elbette Ereğli gibi ekonomisi ERDEMİR’e bağlı süren kentlerde sorunun çözümü daha da zorlaşıyor! Üstüne; ERDEMİR’den sonra ilçe ekonomisindeki sıcak para akışını sağlayan sac tüccarları ve ‘umut’ olmaktan (şimdilik!) çıkan tersanelerin durumu da eklenince, vaziyet epeyce ‘vahim’ hal alıyor! Olmasına öyle oluyor da, kimse geriye dönüp bakmıyor! Zaten dünü erken unutan yapımız nedeniyle, suçluyu bugün arama huyumuz var; dünden ders çıkarmak yerine, her birimiz asık suratla, sorunları çözümsüzlüğe itip duruyoruz. Halbuki, düne kadar yapılan hataları, kalan eksikleri düşünüp, sorunları giderebilseydik, belki de bugünü daha az zararla atlatabilecektik! Son yılların öne çıkan deyimi; ‘Balık yemek yerine tutmayı öğrenmeyi’ ne kadar becerebildik?! Ücretleri düşürdü diye kızdığımız (!) ERDEMİR’in nimetlerinden yıllarca ne kadar faydalanabildik?! 1965’de üretime başlayan kuruluşun ardından üretilen mamüle dayalı yan sanayiyi kaç yıl sonra oluşturduk/oluşturabildik mi?! İşadamıyla, tüccarıyla, esnafıyla, tüketicisiyle geleceğe bir çivi çakma adına ne yapabildik?! Böylesi geçen yıllarla gele gele bugünlere geldik. Daha önce de yazmıştım; Ülke genelinde yaşanan ekonomik krizden en fazla etkilenen ilçelerdeniz. Özellikle kamu çalışanı ve emeklisi yoğun, üniversitesi gelişmiş illerde sorun bu boyutlarda değil. “Emekli kenti” olmasıyla eleştirdiğimiz Zonguldak bile Ereğli kadar kötü değil! İyi de bu olumsuzluklar yaşanıyor diye pes edip, boğazımızı sıkar hale gelen krizin bizleri öldürmesini mi bekleyeceğiz?! Elbette beklemeyeceğiz… Bir olup, birlikte hareketle sorunun çözümünü arayıp, üstesinden geleceğiz. Nasıl mı olacak? Önce küçük çaplı başlayacağız! Hani, geçenlerde televizyonlarda yayınlanan bir reklam vardı; biraz onun kopyası olacak ama; Kurumu, kuruluşu, işadamı, sanayicisi, tüccarı, esnafı, çiftçisi, köylüsü; özetle üreteni ve tüketeni bir birinden alış, veriş yapacak. Bu zincir de, özellikle ilçede kazanıp, ilçede harcayanlar arasında sağlanacak. Küçük bir örnekleme yaparsam; Hakimiyet Gazetesi, zorunlu olmadıkça ihtiyacı olan malzemeyi ilçeden temin edecek. Çalışanları da genel ihtiyaçlarını yine aynı şekilde ilçedeki esnaftan temin yoluna gidecek. Bu aileyi çevresindekilerle büyütüp, onların da aynı sistemi uygulamasını sağlayacak. Oluşan zincir, ilçedeki para akışının, olabildiğince ilçede kalmasına zemin hazırlayacak. Karşılığında da, Hakimiyet’in yaşaması için aynı yerlerden destek bekleyecek, alacak. Örneklediğim uygulamayı ilçe geneline yayabildiğimizde, belki net olmayacak ama kısa vadeli çözüm gibi görüyorum Al gülüm- ver gülüm misali! 1.02.2010 09:21:28 Bu yazı 1886 defa okunmuştur Yazara ait tüm yazılar için tıklayınız
![]() ![]() YORUM EKLE
![]() 01.02.2010
Kadri MERT diyor ki;iyi iç piyasamızı hareketlendirmek için genel ihtiyaçlarımızı en azından soluk alabilmek adına ereğliden yapacağızda, sevgili dostum Ereğlinin parasını sırtlayıp sırtlayıp gidenler nereden kazanacak. mesela Erdemir yemek işini kime verdi Ereğlide bir çok yemek fabrikası varken bu pastayı kim kaptı , kapılmasına kim çanak tuttu, Ereğlideki yemek fabrikalarının da herbirinin 10 un üzerinde çalışanı nolacak bunlara. İNSANI İNSAN YAPAN AĞIZDAN ÇIKAN SÖZDÜR.hani biri gelecek dertler bitecekti.. |
![]()
Şu anda 12 kişi online
Toplam ziyaret : 81.497.143 ![]() ![]() Devamını oku » 10.03.2025 10:24:15 tarihinde yazıldı 955 kez okundu ![]() Devamını oku » 15.04.2025 11:45:12 tarihinde yazıldı 273 kez okundu ![]() ![]() Devamını oku » 11.02.2025 13:02:26 tarihinde yazıldı 748 kez okundu |