• Ana Sayfa
• Politika
• Ekonomi
• Eğitim
• Asayiş
• Yaşam/Sağlık
• Spor
• Magazin
• Hakkımızda

Eski Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Parti Meclisi (PM) Üyesi Buket Müftüoğlu, Zonguldak’ın temiz siyaset, şeffaflık, liyakat ve örgüt adaleti istediğini bildirdi.

CHP 32.Dönem PM Üyesi Müftüoğlu, yazılı açıklamasında, Zonguldak’ın uzun süredir ‘ideolojik’ siyaseti yerine ‘çıkar amaçlı’ zihniyeti tartıştığını savundu

Kentin gündeminin isimlerden çok, yöntemlere odaklanmış durumda olduğuna dikkat çeken Müftüoğlu, şunları kaydetti:

“Çünkü herkes biliyor ki mesele, kimin kazandığı değil, hangi anlayışın kenti yönettiği meselesi. Oysa, CHP’nin bir asrı aşan geçmişi, bu ülkeye yalnızca bir siyaset biçimi değil; bir vicdan, bir ahlak ve adalet geleneği kazandırmıştır. Ancak bu gelenek Zonguldak’ta uzun süredir kişisel sadakatlerin, yerel hesapların ve küçük menfaat ağlarının gölgesinde kalıyor. Partinin tarihsel misyonu, örgütlerin iradesi yerine bireylerin hesaplarına teslim edilmiş durumda.

“ÇIKAR DÜZENİNİ TEMSİL EDİYOR”

Karadeniz Ereğli’deki yerel yönetim, CHP’nin halkçı çizgisini değil, yıllardır süregelen bir çıkar düzenini temsil ediyor. Bu yönetim anlayışı, gücünü halkın güveninden değil, kulislerin karanlığından alıyor. 2023 yılından bugüne bu durum daha da vahim bir hâl alırken, İl başkanıyla milletvekilinin kurduğu bu yapay denge, örgütü parçalamış; inananları susturmuş, emek verenleri dışarı itmiştir. Bugün Kdz. Ereğli’de kazandığını düşünenler, aslında partinin ruhuna derin yaralar açanlardır. Bu tablo, yalnızca bir yerel başarısızlık değil; aynı zamanda ahlaki bir çöküştür.  Çünkü örgüt, kendi iç adaletini yitirdiğinde artık halkın adaletini temsil edemez. Zonguldak’ta doğrularla tek başına mücadele eden herkes, yıllardır bu çarpık düzenin karşısında yalnız bırakıldı. İlkesine sadık kalanlar hedef alındı; çıkarın yanında duranlar korunarak ödüllendirildi. Ve bütün bunlar yaşanırken partinin kurumsal kimliği göz göre göre zedelendi.

“KAYBEDİLEN SİYASETİN VİCDANIYDI”

Pratikte Kemalist ve altı ok ilkeleri ile bağdaşan hayat çizgisindeki insanlar farklı siyasi partilerde kendine yer edinmeye çalıştı. Bu kentin kaybı sandık sonuçlarından çok daha derin yaşandı, çünkü aslında kaybedilen, siyasetin vicdanıydı.  Bir zamanlar inançla örülen bağların yerini hesap kitap aldı, omuz omuza verilen mücadelenin yerini korkuya dayalı bir sessizlik.
Karadeniz Ereğli’deki yerel yönetim, 2009 yılından bu yana örgütü güçlendirmedi; kendi iktidar alanını büyütürken partiyi böldü, zayıflattı. Örgüte emek vermiş onlarca insanın, vicdanı, temel yaşam haklarını sağlayan ekonomisi ile ilkesizlikler arasında sıkışmasına sebep oldu. Yıllar sonra Zonguldak siyasetinde kazanılmış ikinci sıra milletvekili adaylığı dahi, yerel deki bu güç dengesinin, birlikteliği ya da karşıtlığı gölgesinde doğrudan şekillendi.”

“BASKICI YAPIYLA YÜZLEŞMEDEN GÜÇLENEMEZ”

Buket Müftüoğlu, siyasetin, sonunda hakikatin terazisinde tartıldığını ve o terazinin, hiç yanılmadığına vurgu yaptığı açıklamasını, şöyle sürdürdü:

“CHP Zonguldak’ta öncelikle Karadeniz Ereğli’de, kendi içinden yükselen bu baskıcı yapıyla yüzleşmeden yeniden güçlenemez. Bugün Zonguldak’ta sahnede duran ittifakların ömrü, ne yazık ki birbirlerine sundukları çıkarlar kadar kısadır.  Hepimiz bu gerçeği yıllardır üzülerek yaşıyoruz. Oysa doğruluk beklemeyi bilir; zamanı geldiğinde, vicdanın yankısıyla güçlü bir halde geri döner. Çünkü siyaset, sonunda hakikatin terazisinde tartılır ve o terazi, hiç yanılmaz.
Zonguldak temiz siyaset istiyor. Şeffaflık, liyakat ve örgüt adaleti istiyor. Halk artık kimlerin hangi güç ağlarının parçası olduğunu biliyor. Ve biliyor ki; vicdanın sustuğu yerde siyasetin halka bir faydası asla olamaz.
Cumhuriyet Halk Partisi, Zonguldak’ta ve tüm yurtta, ancak kendi özüne, halkçı değerlerine ve örgüt emeğine yüzünü döndüğü gün yeniden yükselecektir. Bugün partinin önünde duran görev, iktidarla değil; kendi içindeki yozlaşmayla yüzleşmektir. Çünkü bir partiyi dış güçler değil, en çok içerideki kirli ittifaklar çürütmektedir.
Yine de iyi insanlar mücadeleyi bırakmadığı müddetçe umut hep vardır. Çünkü doğruluk, yıkılmaz bir güç olarak, er ya da geç küllerinden yeniden doğar. Tarih, günü kurtaranları değil; doğruyu savunanları hatırlar. Ve kahramanlar, kirli ittifakların içinden çıkmaz.”

Bu sayfayı yazdır

Bu haber 423 defa okunmuştur